• Пожаловаться

Stanislaw Lem: Maske

Здесь есть возможность читать онлайн «Stanislaw Lem: Maske» весь текст электронной книги совершенно бесплатно (целиком полную версию). В некоторых случаях присутствует краткое содержание. категория: Фантастика и фэнтези / на турецком языке. Описание произведения, (предисловие) а так же отзывы посетителей доступны на портале. Библиотека «Либ Кат» — LibCat.ru создана для любителей полистать хорошую книжку и предлагает широкий выбор жанров:

любовные романы фантастика и фэнтези приключения детективы и триллеры эротика документальные научные юмористические анекдоты о бизнесе проза детские сказки о религиии новинки православные старинные про компьютеры программирование на английском домоводство поэзия

Выбрав категорию по душе Вы сможете найти действительно стоящие книги и насладиться погружением в мир воображения, прочувствовать переживания героев или узнать для себя что-то новое, совершить внутреннее открытие. Подробная информация для ознакомления по текущему запросу представлена ниже:

libcat.ru: книга без обложки

Maske: краткое содержание, описание и аннотация

Предлагаем к чтению аннотацию, описание, краткое содержание или предисловие (зависит от того, что написал сам автор книги «Maske»). Если вы не нашли необходимую информацию о книге — напишите в комментариях, мы постараемся отыскать её.

Stanislaw Lem: другие книги автора


Кто написал Maske? Узнайте фамилию, как зовут автора книги и список всех его произведений по сериям.

Maske — читать онлайн бесплатно полную книгу (весь текст) целиком

Ниже представлен текст книги, разбитый по страницам. Система сохранения места последней прочитанной страницы, позволяет с удобством читать онлайн бесплатно книгу «Maske», без необходимости каждый раз заново искать на чём Вы остановились. Поставьте закладку, и сможете в любой момент перейти на страницу, на которой закончили чтение.

Тёмная тема

Шрифт:

Сбросить

Интервал:

Закладка:

Сделать

“Peder, ben sadece neyi yapmak istemediğimi biliyorum, ama onu bulduğumda içimde uyuyan güçlerden hangisi açığa çıkar, onu öldürmemeyi başarır mıyım, bilmiyorum,” diye yanıtladım.

Bana, “O zaman sana ne öğüt verebilirim? Bu görevin senden alınmasını mı istiyorsun?” dedi.

Ayaklarının dibinde yatan bir köpek gibi başımı kaldırdım ve güneş ışığının kafatasımın gümüşünden yansımasından ötürü gözlerini kıstığını görerek şöyle dedim: “Tek istediğim bu, her ne kadar o zaman hiçbir amacım kalmayacağı için beni zalim bir kaderin bekleyeceğini bilsem de. Kendisi için yaratılmış olduğum işi ben planlamadım ve Kral’ın arzusuna karşı gelmekle bunun bedelini ödeyeceğim, üstelik ağır bir biçimde ödeyeceğim kesin, çünkü böylesi bir suç cezasız kalamaz, bu yüzden sarayın mahzenlerindeki silah yapıcılarının hedefi olacağım ve beni yok etmek için dünyaya metalden bir av köpeği sürüsü yollayacaklar. İçime yerleştirilen yetenekleri kullanarak kaçıp dünyanın öbür ucuna bile gitsem, saklandığım yerlerde herkes benden uzak duracak ve varlığımı sürdürmeye değecek hiçbir şey bulamayacağım. Sizinki gibi bir yaşam olanağım da olmayacak, çünkü sizin gibi yetke sahibi olan herkes bana — sizin söylediğiniz gibi — ruhsal bakımdan özgür olmadığımı söyleyecek, bu yüzden bir manastıra da sığmamam!” dedim.

Keşiş düşünceli bir hal aldı, sonra şaşkınlıkla şöyle dedi: “Senin türünde yapılar konusunda bilgi sahibi değilim, yine de seni görüyor, işitiyorum, büyük olasılıkla bir tek dürtünün esiri olsan da bana akıllı bir varlık gibi görünüyorsun; ama madem ki bana bu dürtüyle mücadele ettiğini söylüyorsun, Ey Makine, hatta öldürme isteği senden alındığında kendini kurtulmuş hissedeceğini iddia ediyorsun, o zaman bana bu isteğin sana neler hissettirdiğini anlat. Onu nasıl yaşıyorsun?” dedi.

“Peder, belki de onu pek de iyi yaşamıyorum, ama avlanmak, iz bulmak, yer saptamak, gizlenenleri bulup çıkarmak, pusuya yatıp beklemek, sezdirmeden ava yaklaşmak, sürünerek gizlice yaklaşmak ve gizli gizli dolaşmak, ayrıca önüme çıkan engelleri parçalamak, izlerimi kapatmak, şaşırtmak konusunda çok bilgiliyim, bütün bunları ve bu tür işleri üstün bir beceriyle yerine getirmek, kendimi amansız bir ölüm fermanı haline getirmek bana tatmin veriyor, belli ki bunlar içimin derinliklerine ateşle yazılmış olan şeyler.”

“Sana bir kez daha soruyorum, söyle, bana, Arrhodes’i görünce ne yapacaksın?” dedi peder.

“Peder, size bir kez daha söylüyorum, bilmiyorum. Çünkü ona hiç kötülük etmek istemediğim halde, içime yazılmış olan şey benim irademden daha güçlü olabilir.”

Bunu duyduktan sonra gözlerini eliyle kapadı ve “Sen benim kız kardeşimsin,” dedi.

Hayretler içinde, “Bu ne anlama geliyor?” dedim.

“Aynen söylediğim gibi,” dedi. “Senin karşında kendimi ne alçalttığım ne de yücelttiğim anlamına geliyor bu. Çünkü birbirimizden ne kadar farklı olursak olalım, bana itiraf ettiğin bu bilgisizlik, ki sana inanıyorum, bizleri yüce Tanrı’nın önünde eşit kılıyor. Madem öyle, benimle gel, sana bir şey göstereceğim.”

Birlikte manastırın bahçesinden geçerek eski bir odunluğa geldik. Keşiş gıcırdayan kapıyı açtı, içerideki karanlıkta bir saman yığını üzerinde uzanan bir karaltı gördüm ve burun deliklerimden akciğerlerime bir koku girdi; bu, hiç durmadan izlediğim kokuydu ve burada o kadar yoğundu ki iğnemin kendi kendine karnımdaki kınından çıktığını hissettim. Ama bir an sonra gözlerim karanlığa alışa ve hatamı anladım. Saman yığınının üzerinde sadece atılmış giysiler duruyordu. Titrediğimi gören keşiş çok rahatsız olduğumu anladı ve şöyle dedi: “Evet, Arrhodes buradaydı. Bir ay önce, sana kokusunu kaybettirmeyi başardığında, manastırımızda saklandı. Eskisi gibi çalışamadığından ötürü üzgündü, bu yüzden izleyicilerine haber saldı, onlar da bazen geceleri onu ziyarete geliyorlardı. Ama aralarına iki hain karıştı ve beş gün önce onu götürdüler.

Hâlâ titreyerek ve dua eder gibi birbirine kavuşturduğum kollarımı göğsüme bastırarak, “Kral’ın casusları mı demek istiyorsunuz?” diye sordum.

“Hayır, ‘hainler’ diyorum, çünkü onu hileyle ve zor kullanarak kaçırdılar; yanımıza aldığımız sağır ve dilsiz küçük çocuk, şafak söktüğünde Arrhodes’i bağlanmış ve boğazına bıçak dayanmış bir halde götürdüklerini görmüş.”

Anlamayarak, “Onu kaçırmışlar mı?” diye sordum. “Kim?” Nereye? Neden?”

“Sanırım zekâsından yararlanmak için. Yasalardan yardım isteyemeyiz, çünkü yasalar Kral’ındır. Bu yüzden onu kendilerine hizmet etmeye zorlayacaklar, eğer kabul etmezse onu öldürecek ve cezalandırılmayacaklar.”

“Peder,” dedim, “Yanınıza gelip sizinle konuşma cesareti bulduğum için şükürler olsun. Şimdi onu kaçıranları bulmaya gidip Arrhodes’i kurtaracağım. Avlanmayı, iz sürmeyi iyi biliyorum, en iyi yapabildiğim şey bu, bana sadece hangi yöne gittiklerini söyleyin, dilsiz çocuğun hangi yönü gösterdiğini!”

“Ama kendini tutup tutamayacağını bilmiyorsun, bunu kendin itiraf ettin!” diye cevap verdi peder.

Buna karşılık olarak şöyle yanıt verdim: “Doğru, ancak bir yol bulacağımı sanıyorum. Henüz bir fikrim yok belki içimdeki doğru devreyi bulup onu değiştirecek yetenekli bir usta bulurum, o zaman arzum kaderim olur.”

Keşiş şöyle dedi: “Yola çıkmadan önce, istersen kardeşlerimizden birine danışabilirsin. Çünkü bize katılmadan önce bu tür sanatlar konusunda uzmandı. Şimdi hekim olarak bizlere hizmet ediyor.”

Bir kez daha güneşli bahçedeydik ve bu yönde hiçbir belirli göstermediği halde, hâlâ bana güvenmediğini anladım. Koku beş gün içinde dağılmıştı, bu yüzden bana doğru yolu gösterebileceği gibi, yanlış yolu da gösterebilirdi. Kabul ettim.

Hekim gereken tedbiri alarak karnımın içindeki açıklıkların arasına bir fener tuttu ve büyük bir dikkatle beni inceledi. Sonra ayağa kalktı, giysilerindeki tozu silkeledi ve şöyle dedi:

“Sık sık karşılaşılan bir durumdur, bu tür talimatlarla çalıştırılan bir makinenin önüne, mahkûmun ailesi, dostları ya da bilinmeyen nedenlerden ötürü yetkililerin planlarını boşa çıkartmayı isteyen insanlar çıkar. Bunu engellemek için, Kral’ın ihtiyatlı zırh ve silah imalatçıları, makinenin parçalarını hava geçirmeyecek şekilde kapatırlar ve onları öyle bir şekilde bağlarlar ki en küçük bir kurcalama bile onlar için ölümcül olabilir. Son lehimi de yaptıktan sonra, iğneyi onlar bile çıkaramazlar. Senin durumun da böyle. Kurban sık sık kendini farklı giysilerle saklar, görünüşünü, davranışlarını, kokusunu değiştirir, ama zihnini değiştiremez, böylece makine avlanmak için alt ve üst koku alma duyusuyla yetinmeyip, avına sorular sorar — insan ruhunun bireysel nitelikleri konusunda en büyük ustaların hazırladığı sorulardır bunlar. Senin için bu da geçerli. Ayrıca, iç mekanizmanda senden öncekilerin hiçbirinde olmayan bir şey görüyorum, bir av makinesi için gereksiz olan bir anı bolluğu. Çünkü bunlar adlarla, zihni ayartan tümcelerle dolu kadın tarihleri ve bunları ölümcül öze bağlayan bir iletken var. Sen, bilmediğim bir şekilde mük emmelleştirilmiş bir makinesin, belki de nihaî bir makinesin. Beklenen sonucu göze almaksızın iğneni çıkartmak imkânsız.”

“İğneme ihtiyacım olacak,” dedim sırt üstü yatmayı sürdürerek. “Kaçırılan kişinin yardımına gitmeliyim.”

Читать дальше
Тёмная тема

Шрифт:

Сбросить

Интервал:

Закладка:

Сделать

Похожие книги на «Maske»

Представляем Вашему вниманию похожие книги на «Maske» списком для выбора. Мы отобрали схожую по названию и смыслу литературу в надежде предоставить читателям больше вариантов отыскать новые, интересные, ещё не прочитанные произведения.


Stanislaw Lem: Transfer
Transfer
Stanislaw Lem
Stanislaw Lem: Cyberiade
Cyberiade
Stanislaw Lem
Stanislaw Lem: Az Úr Hangja
Az Úr Hangja
Stanislaw Lem
Stanislaw Lem: The Chain of Chance
The Chain of Chance
Stanislaw Lem
Stanislaw Lem: The Cyberiad
The Cyberiad
Stanislaw Lem
Отзывы о книге «Maske»

Обсуждение, отзывы о книге «Maske» и просто собственные мнения читателей. Оставьте ваши комментарии, напишите, что Вы думаете о произведении, его смысле или главных героях. Укажите что конкретно понравилось, а что нет, и почему Вы так считаете.