Arkadi Strugatski - İktidar Mahkumları

Здесь есть возможность читать онлайн «Arkadi Strugatski - İktidar Mahkumları» весь текст электронной книги совершенно бесплатно (целиком полную версию без сокращений). В некоторых случаях можно слушать аудио, скачать через торрент в формате fb2 и присутствует краткое содержание. Год выпуска: 1999, Издательство: Türkçe Yayın Hakları Gündüz Basım Yayım Dağıtım Ticaret ve San. Ltd., Жанр: Фантастика и фэнтези, на турецком языке. Описание произведения, (предисловие) а так же отзывы посетителей доступны на портале библиотеки ЛибКат.

İktidar Mahkumları: краткое содержание, описание и аннотация

Предлагаем к чтению аннотацию, описание, краткое содержание или предисловие (зависит от того, что написал сам автор книги «İktidar Mahkumları»). Если вы не нашли необходимую информацию о книге — напишите в комментариях, мы постараемся отыскать её.

“Şimdi anladın mı, Mac?” dedi. “Bir-iki, ve her şey biter diye düşündün. Strannik! Öldür! Yaratıcıları as, korkakları ve faşistleri yeraltı yönetici kadrosundan uzaklaşın ve devrimin böylece sona ersin. Her şey bu kadar basit değil.”
“Hayır, asla bu kadar basit olacağını hiç düşünmedim.”
Maxim kendim savunmasız bir aptal gibi hissediyordu.
“Bilmiyorum.” dedi. “Bu dünyayı anlayabilen insanların bana söyleyecekleri her şeyi yapmaya hazırım. Eğer gerekirse ekonomi üzerine çalışırım. Yapmak zorunda kalırsam, denizaltıları batırırım. Emin olduğum tek şey şu: Yaşadığım sürece başka bir Merkez’in kurulmasına izin vermeyeceğim. Bunu iyi amaçlara hizmet etmek için düşünseler de…’’

İktidar Mahkumları — читать онлайн бесплатно полную книгу (весь текст) целиком

Ниже представлен текст книги, разбитый по страницам. Система сохранения места последней прочитанной страницы, позволяет с удобством читать онлайн бесплатно книгу «İktidar Mahkumları», без необходимости каждый раз заново искать на чём Вы остановились. Поставьте закладку, и сможете в любой момент перейти на страницу, на которой закончили чтение.

Тёмная тема
Сбросить

Интервал:

Закладка:

Сделать

Kafeden uzaklaştıkça, korkusu daha da artıyordu. Maxim başlangıçta onunla sinir bağlantısı kurmaya çalıştıysa da Fank’te olduğu gibi, bu sefer de başaramadı. Kenar mahalleleri geçerek, çamurlu, kaldırımsız bir yola vardılar.

Üstü dikenli telle kaplı upuzun bir tel örgü sağ taraflarında uzanıyordu. Sol taraflarında ise zifiri karanlık kokuşmuş, boş bir arazi vardı. Burada tümüyle cesaretini yitiren Rada neredeyse gözyaşlarına boğuluyordu. Ona cesaret vermek için Maxim bildiği en neşeli şarkıları avazı çıktığı kadar bağırarak söylemeye başladı. Kısa bir süre için bunun bir faydası oldu — tel örgünün sonuna ulaşana dek. Burada karanlık pencereli, uzun ve alçak birçok ev vardı. Çok az sokak lambası donuk donuk yanıyor, uzakta, tenha kemerli geçidin altında da, yağmurdan sırıl sıklam, kamburu çıkmış, titreyen bedenler gözüküyordu. Rada bir anda durdu.

Maxim’in kolunu sıkıca kavrayıp kekeleyerek fısıldamaya başladı. Onu geriye çekti ve Maxim’de ona itaat etti. Bunun onu daha iyi hissettireceğini düşünmüştü. Birden kızın düşüncesizce davrandığını farkederek, her şeyi göze aldı ve kımıldamayı reddetti.

“Gidelim” dedi kıza nazikçe. “Gidelim, Rada. Kötü değil. İyi.”

Kız bir çocuk gibi Maxim’e itaat etti. Maxim de yolu bilmemesine rağmen, ona öncülük ediyordu. Fakat birden o ıslak bedenlerden korktuğunun farkına vardı. Şaşırmıştı, çünkü onlar tehlikeli görünmüyorlardı, sadece sıradan yerli-lerdi. Yağmurdan iki büklüm olmuşlar, rutubetli bedenleri titriyordu. Önce iki kişiydiler, daha sonra üçüncü ve dördüncü ağızlarında şu parlayan uyuşturucu çubuklarla geldi.

Maxim, ıssız sokaktaki iki yana dizilmiş sarı evlerin arasından onlara doğru yürümeye başladı. Rada ona sokul-muştu. Elini Rada’nın omzuna doladı. Bir anda yanıldığının farkına vardı, çünkü Rada korkudan değil, soğuktan titriyordu.

Yağmurdan sırılsıklam olmuş bu adamlarda tehlikeli olan hiçbir şey yoktu. Onları geçip gittiler. Ellerini ceplerine sokmuşlar, ısınmak için tepiniyorlardı. Zavallılar uyuşturucuyla zehirlenmiş, ne Rada’yı farketmişler ne de onu görebilmişlerdi. Gözlerini açamıyorlardı bile, onların hasta, düzensiz solumalarını duyacak kadar onlara yakın geçmişlerdi. Şimdi, Rada dinlenebilir diye düşündü. Ancak tam kemerli geçitten geçiyorlardı ki, öncekiler kadar ıslak ve zavallı dört kişi fırlayarak yollarını kesti. Liderleri uzun ve kalın bir baston taşıyordu. Maxim bastonu ve adamı ta-nımıştı. Bu, kafedeki yabancıydı.

Yüzeyi kabuk kabuk olmuş kemerli geçidin tepesinde çıplak bir ampul sallanıyordu. Duvarlar gübreli toprakla kaplıydı. Ayağının altında ise üzerinde birçok kişinin çamurlu ayak izleri olan kırılmış beton zemin uzanıyordu.

Arkalarından sinsice yaklaşan ayak seslerini duyabiliyorlardı, Maxim arkasını döndü. Daha önce gördükleri dörtlü grup yaklaşıyordu. Güçlükle soluyorlardı. Mide bulandırıcı uyuşturucu çubuklarını fırlatıp attılar. Rada boğuk bir çığlık attı. Bir anda Maxim’in etrafı sarılmış ve duvara sıkıştırılmıştı.

İki tanesinin Rada’yı kollarından tuttuğunu görebiliyordu.

Bastonlu olanı ona doğru yürüyerek bastonu sol eline aldı ve sağ eliyle Rada’ya bir tokat attı.

Maxim bir anda tüm gerçeklik hislerini kaybetti. Beyninde bir şey çıt etti ve insanlar bir anda kayboldu. Sadece orada Rada ve o vardı. Başka kimse yoktu. Yakınlarında tehlikeli hayvanlar ayaklarını kabaca yere vurarak çamuru geçiyordu.

Şehir, kemerli geçit, çıplak lamba — hepsi gitmişti. Onun için orada sadece Oz-on-Pandora Diyarı’nın geçit vermez dağlan vardı. Bir de önünde maymunların kurduğu bir tuzak olan mağara. Soluk, sarı, histen yoksun bir ay bu mağarayı aydınlatıyordu. Yaşamı için dövüşmek zorundaydı. Ve şimdi, daha önce Pandora da yaptığı gibi dövüşmeye başladı.

Zaman, ona itaat edercesine yavaşladı. Saniyeler saatlere dönüşüyor, her saniye aralığında birçok manevra yapabiliyor, aynı anda tüm rakiplerini görebiliyor ve onlara darbeler indiriyordu. Hayvanlar pek de çevik değildi. Diğer tür vahşi hayvanlarla dalaşmaya alışmışlardı. Fakat yanlış kurban seçtiklerini ve kaçmanın daha akıllıca olacağını fark edebilecekleri zamanları yoktu. Kavga etmeye çalışıyorlardı.

Maxim, hayvanlardan birini çenesinden yakalayıp, kafasını birden çekti ve damarları dışarı fırlayacakmış gibi atan solgun boynunu elinin tırnaklarıyla parçaladı. Aniden dönerek diğerini yakaladı, hızla kendine doğru çekti ve ona vurdu. Leş gibi kokan yırtıcı nefesinin dumanı içinde, mağaranın sessizliği yankılanıyor, sapsarı alacakaranlığı üzerinden damlıyordu. Kirli, alçak pençeler boynunu hırpalıyor; sarı, zehirli dişler omzuna saplanıyor ve sonra hepsi kayıp gidiyordu.

Şimdi yalnızdı. Liderleri diğerleriyle mağaranın çıkışına doğru kaçıyordu. Çünkü o da, diğer liderler gibi, nelerin olup bittiğini anlayabilecek kadar keşkin reflekslere sahipti. Bir an için Maxim, onun adına üzüldü; karşılık vermekte ne kadar da geç kalmıştı — saniyeler uzayıp durmuş, çevik liderleri, Maxim saniyelerin arasında kayarken, güçlükle bacaklarını oynatabilmiş ve ona yetişebilmişti. Maxim ise koşuda onu alt etmiş ona bir tekme atıp olduğu yerde durmuştu.

Zaman, tekrar normal akışına döndü; Mağara şimdi kemerli geçit; ay ise çıplak ampuldü; Oz-on-Pandora diyarı ise bu anlaşılmaz gezegendeki anlaşılmaz şehir. Hatta Pandora’dan çok daha gizemliydi.

Maxim, orada ayakta öylece durmuş dinleniyordu. Liderleri acıyla yerde kıvranmaktaydı. Maxim’in yaralı omzundan kan damlıyor, hıçkıra hıçkıra ağlayan Rada ise ıslak yüzünü siliyordu. Maxim etrafına baktı; kirli betonun üzerinde bedenler, çuval gibi öylece uzanıyordu. Düşünmeden onları saydı. Liderleriyle beraber altı kişiydiler ve iki tanesi kaçmayı başarmıştı. O an için Rada’nın dokunuşu ona açıklanamaz bir haz verdi, uygun olanı yaptığını biliyordu; yapılması gerekeni yapmıştı. Ne eksik ne de fazla. Kaçanları kolayca yakalayabileceğini bilmesine rağmen, onları takip etmeye tenezzül etmemişti. Hâlâ daha sokağın sonunda ayak seslerini duyabiliyordu.

Kaçmayı başaramayanlar yerde yatmaktaydı. Bazıları ölmek üzereydi, bazılarıysa çoktan ölmüştü. Bunlar da insandı, maymun ya da zırh kuşanmış kurtlar değildiler. Nefesleri berbat koksa da, dokunuşları kirli olsa da ya da düşünceleri yırtıcı ve mide bulandırıcı olsa da, insandılar.

Pişmanlık duyuyordu. Bir şeyler kaybettiğini hissetti; iyi ve saf bir şeyler, ruhunun bir kısmını kaybettiğini. Artık eski Maxim bir daha hiç geri gelmeyecekti. Kaybına karşın, içinde kımıldayan garip bir gurur hissediyordu.

“Gidelim” dedi Rada sessizce ve Maxim’de onu itaat etti.

* * *

“Kısaca onu elinizden kaçırdınız.”

“Ne yapabilirdim, Strannik? Nasıl olduğunu bilirsin.”

“Lanet olsun, Fank! Hiçbir şey yapman gerekmiyordu. Tek yapman gereken yanına bir şoför almaktı.”

“Peki, benim hatamdı. Fakat ne beklenebilirdi ki…?”

“Tamam. Bu kadar yeter. Ne gibi tedbirler aldın?”

“Serbest bırakılır bırakılmaz, Megu’ya telefon ettim. Megu bu olayla ilgili hiçbir şey bilmiyor. Fakat eğer o dönerse, Megu hemen bana bunu bildirecek. Daha sonra tüm tımarhaneleri gözetim altında tutuyorum. Çok uzağa gidemez.

Öylece ortada kaldı.”

“Ve?”

“Polis departmanındaki adamlarımızı uyardım. Onlara, önemsiz trafik ihlalleri dahil her olayı takip etmelerini em-rettim. Belgeleri yok. İstese bile saklanamaz. Sadece iki ya da üç günlük basit bir olay.”

Читать дальше
Тёмная тема
Сбросить

Интервал:

Закладка:

Сделать

Похожие книги на «İktidar Mahkumları»

Представляем Вашему вниманию похожие книги на «İktidar Mahkumları» списком для выбора. Мы отобрали схожую по названию и смыслу литературу в надежде предоставить читателям больше вариантов отыскать новые, интересные, ещё непрочитанные произведения.


Arkadi Strougatski - L'auberge de l'alpiniste mort
Arkadi Strougatski
Arkadi Strugatsky - The Ugly Swans
Arkadi Strugatsky
libcat.ru: книга без обложки
Arkadi Strugatsky
Arkadi Strugatzki - È difficile essere un dio
Arkadi Strugatzki
Arkadi Strougatski - Stalker
Arkadi Strougatski
libcat.ru: книга без обложки
Arkadij Strugatskij
Arkadi Strougatski - L'Escargot sur la pente
Arkadi Strougatski
Arkadi Strugatski - Țara norilor purpurii
Arkadi Strugatski
Arkadi Strugatski - Decidamente tal vez
Arkadi Strugatski
libcat.ru: книга без обложки
Arkadi Strugatski
Отзывы о книге «İktidar Mahkumları»

Обсуждение, отзывы о книге «İktidar Mahkumları» и просто собственные мнения читателей. Оставьте ваши комментарии, напишите, что Вы думаете о произведении, его смысле или главных героях. Укажите что конкретно понравилось, а что нет, и почему Вы так считаете.

x