Arthur Clarke - Kara Güneş

Здесь есть возможность читать онлайн «Arthur Clarke - Kara Güneş» весь текст электронной книги совершенно бесплатно (целиком полную версию без сокращений). В некоторых случаях можно слушать аудио, скачать через торрент в формате fb2 и присутствует краткое содержание. Город: İstanbul, Год выпуска: 1984, Издательство: Başkan Yayınları, Жанр: Фантастика и фэнтези, на турецком языке. Описание произведения, (предисловие) а так же отзывы посетителей доступны на портале библиотеки ЛибКат.

Kara Güneş: краткое содержание, описание и аннотация

Предлагаем к чтению аннотацию, описание, краткое содержание или предисловие (зависит от того, что написал сам автор книги «Kara Güneş»). Если вы не нашли необходимую информацию о книге — напишите в комментариях, мы постараемся отыскать её.

..Kuduz beynin imha edilmesi mümkün değildi. Değildi, çünkü ölümsüzdü. Kuduz beyin, Galaksinin sınırlarına sürülüp orada anlayamadığımız bir şekilde hapsedildi. Hapishanesi, "Kara Güneş" adiyla bilinen garip, yapay bir gezegendi. Ve Kuduz beyin hâlâ orada tutuklu bulunuyordu. Kara Güneş öldüğü zaman yeniden hürriyetine kavuşacaktı. "Kara Güneş"in ne zaman öleceğini kestirmek ise şu an için mümkün değildi...

Kara Güneş — читать онлайн бесплатно полную книгу (весь текст) целиком

Ниже представлен текст книги, разбитый по страницам. Система сохранения места последней прочитанной страницы, позволяет с удобством читать онлайн бесплатно книгу «Kara Güneş», без необходимости каждый раз заново искать на чём Вы остановились. Поставьте закладку, и сможете в любой момент перейти на страницу, на которой закончили чтение.

Тёмная тема
Сбросить

Интервал:

Закладка:

Сделать

Gözcüler ölüyor, yerlerini uyandırılanlar alıyor, uyuyanların da, gözcülerin de sayısı gitgide azalıyordu ama kendilerinden önce gelmiş olanlar gibi yeni gözcüler de Ustada inançlarım kaybetmeyip beklemeye, gözlemeye devam ediyorlardı. Üstadın son nefesinde söylediklerine bakılırsa Büyüklerin Yedi Güneşlerin gezegenlerinde yaşadığına kuşku yoktu. Gözcüler de bu nedenle daha sonraki yıllarda birçok kez uzaya sinyaller göndermeye çalışmışlardı. Sonunda bu sinyal gönderme teşebbüsleri de tavsayıp uzun süre önce anlamsız bir merasim hüviyetine bürünmüştü.

Öykü şimdi artık sonuna gelmekteydi. Çok kısa bir süre soma Shalmirane’daki son gözcü de ölüp geriye sadece üç robot kalacak, çok uzun bir süre önce sadece kendilerinin nedenini bildiği bir dava uğruna Yer Yuvarlağına gelmiş olan insanların uzay gemilerine artık sadece bu üç robot gözcülük edecekti.

Titrek ses kesilince Alvin yeniden dünyaya, bildiği dünyaya döndü. Geçmişin küçük bir bölümü kısa bir süre için aydınlandıktan soma bütünü bir kere daha karanlıkla, zifiri karanlıkla örtülmüştü ve o da cehaletinin büyüklüğü karşısında daha önce hiç duymamış olduğu kadar büyük bir eziklik hissetmekteydi.

Dünya tarihi öyle bir kopuk iplikler yumağı, öyle bir arapsaçıydı ki, neyin önemli neyin önemsiz olduğunu hiç kimse söyleyemezdi. Bunun yanı sıra Üstadla Büyüklere ilişkin bu akıl almaz öyküde ilk çağlar uygarlıklarından her nasılsa artakalmış sayısız efsanenin herhangi birinden başka bir şey olmayabilirdi. Yine de bu robotlar Alvin’in daha önce gördüklerine hiç mi hiç benzememekteydiler. Bu bakımdan böyle bir dürtü duymasına rağmen öyküyü yine de tümüyle geri çeviremez, baştan aşağı deli saçması, bütünüyle bir delinin hezeyanları varsayamazdı.

Kuşkularını birdenbire açığa vurdu:

— Bu robotlara muhakkak ki sorular sorulmuştur. Eğer bu robotlar Yer Yuvarlağına Üstad’la birlikte geldilerse, Üstadın sırlarını da hâlâ bilmeleri gerekir.

Yaşlı adam bezgin bir tavırla gülümsedi:

— Biliyorlar ama açıklamıyorlar. Hiçbir zaman da açıklamayacaklar. Üstad sorular soracağımızı öngörüp kumandayı onlara devretmeden önce gereken önlemleri almış. Bu bakımdan duvara sorulsa ses verir ama onların çıtı bile çıkmaz.

Alvin bunu çok iyi anlıyordu. Diaspar’daki Birleştiriciyi, Alaine’in bu Birleştiricisinin bilgisinin bir kısmına koymuş olduğu kısıtlamaları düşündü. Bu kısıtlamalar zamanla kaldırılabilirler, kaldırıldıklarında da Baş Birleştirici bu küçük, köle robotlardan sonsuz derecede daha karmaşık bir aygıt olarak ortaya çıkabilir. Acaba Rorden, geçmişin sırlarını çözmekte o kadar usta olan Rorden o gün geldiğinde Birleştiricilerin gizlediği bilgiyi onlardan zorla söküp almaya muktedir olabilecek miydi? Ama Rorden hem çok uzaktaydı hem de Diaspar’dan hiçbir zaman ayrılmayacaktı. İzleyeceği yolu birden apaçık bir şekilde gördü. Ancak çok genç, cesareti cehaletinden doğacak bir kimsenin göze alabileceği bu yol Alvin’in inanç, kendine güven gibi nesi var nesi yoksa her şeyini öne sürmesini, her şeyi göze almasını gerektiriyordu ama bir kere karar vermişti ve artık caymayacak, hedefine doğru azimle ilerleyecekti. Büyük bir kurnazlıkla üç robotu gösterdi.

— Üçü de birbirinin ay m mı? Her biri her şeyi yapabilir mi yoksa ayrı ayrı uzman oldukları alanlar mı var demek istiyorum.

— Bunu hiç düşünmedim. Bir şey dilediğim zaman o an hangisi boştaysa ondan istiyorum. Ama şimdi düşününce aralarında herhangi bir fark olduğunu sanmıyorum.

Hafiften hafife kuşkulanmaya başlamış gibi görünen Theon başım çevirip dikkatle baktı ama Alvin gözlerini arkadaşının gözlerinden ustalıkla kaçırıp masum bir tavırla devam etti:

— Şu sıralar yapacak pek öyle fazla bir işleri de yok herhalde.

Aklına hiçbir art düşünce gelmeyen yaşlı adam dürüstçe cevapladı:

— Hayır. O günler çok gerilerde kaldı. Shalmirane artık eski Shalmirane değil.

Alvin eski Shalmirane’a karşı duyduğu sempatiyi belirtmek için bir an durduktan sonra süratle, boğuntuya getirmek istercesine büyük bir süratle konuşmaya başladı. Yaşlı adam önerisini yavaş yavaş kavramaya başlayınca da toparlanmasına fırsat vermeden devam etti. Diaspar’daki büyük bilgi birikiminden, Kayıtlar Muhafızının bu bilgi birikiminden ne denli büyük bir ustalıkla yararlandığından söz etti. Üstadın robotları şimdiye dek tüm soruşturuculara karşı koymuş olsalar bile Rorden’in sondajlarına karşı koyamayıp sırlarını açığa vurabilirlerdi. Böyle bir fırsat bir daha ele geçmeyebileceği için insanın bu fırsattan anında yararlanmaması için deli olması gerekirdi vesaire, vesaire.

Kendi söylevinden kendisinin başı dönmeye başlayan Alvin sözlerini bağladı.

— Hepsine birden ihtiyacınız yok. Robotlardan birini bana verin. Bana ödünç verip kumandalarıma itaat etmesini emredin. Ben de robotu Diaspar’a götüreyim. Sorgu lama başarılı da olsa başarısız da olsa geri getireceğim. Sözüm söz.

Bu öneriden Theon bile sarsılmış gibi görünmekteydi. Nerede kaldı ki ev sahipleri. Yaşlı adamın yüzünü dehşet dolu bir ifade kapladı.

— Böyle bir şey yapmama imkân yok!

— Niçin? Düşünün. Neler öğrenebileceğimizi düşünün bir.

Yaşlı adam kararının kesin olduğunu, üstelemenin yersiz olduğunu başıyla da vurgulamaktaydı.

— Böyle bir şey Üstadın isteklerine ters düşeceği için…

Bu yanıt Alvin’i hem düş kırıklığına uğratmış, hem de canını sıkmıştı ama Alvin genç, karşısındakiyse hem yaşlı, hem de yorgundu. Alvin bu avantajlarıyla karşısındakinin zayıflığından sonuna dek yararlanarak bir kere daha hücuma geçip yaşlı adamı acımasız bir yaylım ateşine tuttu bu kez. Theon şimdi o ana dek varlığından bile kuşkulanmamış olduğu bir Alvin, Alvin’e bile yabancı, yepyeni bir Alvin görmekteydi karşısında. İlk çağların insanları engellerin yollarını uzun süre kapamasına hiçbir zaman müsaade etmemişler, gelecek kuşaklara en değerli miras olarak da irade güçleriyle kararlılıklarım, bu kuşakların hâlâ yitirmemiş, hâlâ sahip olduğu korkunç irade güçleriyle tuttuğunu koparan kararlılıklarını bırakmışlardı. Alvin henüz bir çocukken bile kendisini Diaspar’ın hamurunda yoğurup kalıbından çıkaracak, üzerine Diaspar’ın damgasını basacak güçlere karşı koyabilmişti. Şimdiyse gençti. Alevli gençliğinin doruğundaydı. Damarlarında alevli gençliğin ateşli, engel tanımaz kam akıyordu ve karşısında da dünyanın en büyük kenti değil de sadece yaşlı bir insan duruyor, yolunu sadece ve sadece yaşlı yorgun bir insan tıkamaya çalışıyordu. Aradığı tek şeye, huzura, uykuda; çok yakında dalacağına hiç kuşku olmayan ebedi uykuda kavuşacak olan çok yaşlı, çok yorgun, çok çok bezgin bir insan…

Dokuzuncu Bölüm

YER arabası son ağaçları da geçip sessizce Airlee’nin geniş alanında durduğunda gece çok ilerlemişti. Yolculuğun büyük bir kısmı boyunca sürmüş olan tartışma da artık son bulmuş, sonunda barışmışlardı. Tartışmayı döğüşmeye kadar vardırmamış olmalarının nedeni belki de güçler arasındaki açık nispetsizlikti. Çünkü Theon ancak Krift’ten medet umabilir. Kriftin de Alvin’in bakmaya hâlâ doyamadığı denizatı gözlü, çoğul tentaküllü robotu yanında esamisi bile okunmazdı.

Theon sözünü sakınmamıştı. Ağzını açıp gözünü yumarak veryansın etmiş, Alvin’in ne zorbalığım ne de edepsizliğini bırakmış, bunlara bir de kendinden de, yaptıklarından da utanması gerektiğini eklemişti. Alvin ise bu sözlere gülüp geçmekle yetinip yeni oyuncağıyla oynamaya devam etmişti. Devir teslimin nasıl yapılmış olduğunu bilmemekteydi ama robota bu dünyada artık sadece o emir verebilir, robotun gözleriyle sadece o görebilip sesiyle sadece o, konuşabilirdi.

Читать дальше
Тёмная тема
Сбросить

Интервал:

Закладка:

Сделать

Похожие книги на «Kara Güneş»

Представляем Вашему вниманию похожие книги на «Kara Güneş» списком для выбора. Мы отобрали схожую по названию и смыслу литературу в надежде предоставить читателям больше вариантов отыскать новые, интересные, ещё непрочитанные произведения.


Arthur Clarke - S. O. S. Lune
Arthur Clarke
Arthur Clarke - Oko czasu
Arthur Clarke
Arthur Clarke - Gwiazda
Arthur Clarke
Arthur Clarke - Die letzte Generation
Arthur Clarke
Arthur Clarke - Culla
Arthur Clarke
Arthur Clarke - The Fires Within
Arthur Clarke
Arthur Clarke - Expedition to Earth
Arthur Clarke
Arthur Clarke - Earthlight
Arthur Clarke
libcat.ru: книга без обложки
Arthur Clarke
Arthur Clarke - Kladivo Boží
Arthur Clarke
Arthur Clarke - Le sabbie di Marte
Arthur Clarke
Отзывы о книге «Kara Güneş»

Обсуждение, отзывы о книге «Kara Güneş» и просто собственные мнения читателей. Оставьте ваши комментарии, напишите, что Вы думаете о произведении, его смысле или главных героях. Укажите что конкретно понравилось, а что нет, и почему Вы так считаете.

x