Arthur Clarke - Kara Güneş

Здесь есть возможность читать онлайн «Arthur Clarke - Kara Güneş» весь текст электронной книги совершенно бесплатно (целиком полную версию без сокращений). В некоторых случаях можно слушать аудио, скачать через торрент в формате fb2 и присутствует краткое содержание. Город: İstanbul, Год выпуска: 1984, Издательство: Başkan Yayınları, Жанр: Фантастика и фэнтези, на турецком языке. Описание произведения, (предисловие) а так же отзывы посетителей доступны на портале библиотеки ЛибКат.

Kara Güneş: краткое содержание, описание и аннотация

Предлагаем к чтению аннотацию, описание, краткое содержание или предисловие (зависит от того, что написал сам автор книги «Kara Güneş»). Если вы не нашли необходимую информацию о книге — напишите в комментариях, мы постараемся отыскать её.

..Kuduz beynin imha edilmesi mümkün değildi. Değildi, çünkü ölümsüzdü. Kuduz beyin, Galaksinin sınırlarına sürülüp orada anlayamadığımız bir şekilde hapsedildi. Hapishanesi, "Kara Güneş" adiyla bilinen garip, yapay bir gezegendi. Ve Kuduz beyin hâlâ orada tutuklu bulunuyordu. Kara Güneş öldüğü zaman yeniden hürriyetine kavuşacaktı. "Kara Güneş"in ne zaman öleceğini kestirmek ise şu an için mümkün değildi...

Kara Güneş — читать онлайн бесплатно полную книгу (весь текст) целиком

Ниже представлен текст книги, разбитый по страницам. Система сохранения места последней прочитанной страницы, позволяет с удобством читать онлайн бесплатно книгу «Kara Güneş», без необходимости каждый раз заново искать на чём Вы остановились. Поставьте закладку, и сможете в любой момент перейти на страницу, на которой закончили чтение.

Тёмная тема
Сбросить

Интервал:

Закладка:

Сделать

— Lütfen biraz bekleyin. Halletmem gereken bazı işler var. Theon’a gelince sizinle yalnız kalıp sorular sormak için yanıp tutuştuğuna hiç kuşku yok.

Seranis merdivenlere doğru yürüyüp gözden kaybolunca Theon, Alvin’i bir soru yağmuruna tuttu. Theon, Diaspar’dan söz edildiğini duyduğu, kentlerin uygarlıklarının doruğuna erişmiş oldukları zamanlara ait kayıtları da görmüş olduğu halde, kent sakinlerinin nasıl bir yaşam sürdüğünü yine de düşleyememekteydi. Öyle ki sorularının çoğu Alvin’i ilk başlarda epey eğlendirdi ama Lys hakkındaki cehaletinin Theon’un kentler konusundaki cehaletini kat kat aştığını en sonunda anlayınca da gönül eğlendirmeyi unuttuğu gibi suratı da bir karış asıldı.

Seranis epey bir süre sonra geri döndüğünde yüzünden hiçbir şey anlaşılamamaktaydı.

— Durumunuzu görüşüyoruz. Siz şimdi ne kadar söz verirseniz verin böyle bir sırrın saklanmasına yine de imkân olmadığı için eğer Diaspar’a dönerseniz varlığımızı tüm kent öğrenecek.

Alvin bu sözler üzerine vücuduna hafif bir panik duygusunun yayılmaya başladığım hissetti. Seranis bunu anlamış olmalıydı ki daha sonraki sözleri daha güven verici, daha yatıştırıcıydı:

— Sizi arzunuz hilâfına alıkoymak niyetinde değiliz. Bu bakımdan eğer Diaspar’a dönerseniz beyninizden Lys’ le ilgili her şeyi silmemiz gerekecek.

Bir an duraksadıktan sonra devam etti:

— Sizden öncekilerin hepsi de Lys’e temelli kalmak için geldiklerinden daha önce hiç böyle bir şey yapmamış, kimsenin beynini yıkamamıştık.

Alvin cevap vermeden önce iyice düşündü:

— Beynimi yıkamanıza gerek yok. Diaspar’ın varlığınızı öğrenmesi kötü bir şey olmadığı, tam tersine her iki taraf için de iyi bir şey olduğu için gerek yok.

Seranis bu yanıttan hiç hoşlanmamış görünmekteydi.

— Biz aynı kanıda değiliz. Şimdiye dek bize hep halkınızın en değerlileri, en seçkinleri geldi. Oysa eğer şimdi kapılarımızı açarsak ne kadar avare, tembel varsa onlarla üstüne üstlük de yeni heyecanlar peşinde koşan macera düşkünleri üşüşecek, Lys bunlarla dolup taşacaktır ki biz böyle bir şeyi kesinlikle istemiyoruz.

Seranis’in tümüyle bilinçsiz, tümüyle taraflı tutumundan ötürü bir uzlaşmaya varma umutlan gitgide suya düşüp cam gitgide sıkılmaya başlayan Alvin bu sefer dobra dobra konuştu.

— Bu doğru değil. Geri dönmeme müsaade edip ondan sonra da kapılarınızı ardına kadar açsanız bile Diaspar’dan Lys’e geleceklerin sayısı yine de bir elin parmaklarını geçmeyecektir.

— Karar verme yetkisi bende değil. Sorunu Konsey’in üç gün sonraki toplantısına götüreceğim. O zamana kadar da konuğum olursunuz.

Sesi hafifçe yumuşadı:

— Theon’da size ülkemizi gezdirir.

— Konuğunuz olmayı çok isterdim ama dediğim gibi Rorden beni bekliyor. Ayrıca burada olduğumu da biliyor ve derhal geri dönmezsem her şeyi yapabilir.

Seranis hafifçe gülümsedi:

— Bu sorun üzerinde oldukça durduk. Şu anda bu soruna çözüm bulmaya çalışıyoruz ve bulup bulamayacağımızı da yakında anlayacağız.

Alvin bu kadar açık bir gerçeği önemsememiş, ihmal etmiş olduğundan ötürü kendini, sadece kendini suçladı.

Geçmiş çağlarda yaşamış olan mühendisler ebediyen yaşayacak bir sistem yaratmışlardı. Bunun en açık kanıtı da Lys’e yaptığı yolculuktu ve o, kafası kırılacak budala, bu sistemi sadece önemsememekle kalmamış, üstüne üstlük bir de küçük görmüştü.

Telefonlu görüntü alıcısının ekranındaki kromatik sis perdesi kalkıp da Rorden’in odasının tanıdık çizgileri belirince Alvin böyle bir şeyin olmasını artık çoktandır beklediği halde yine de sarsıldı.

Bürosunda oturan Kayıtlar Muhafızı başım kaldırıp Alvin’i görünce sevindi ve duyduğu sevinci şakacı bir tavırla konuşarak gizlemeye çalıştı.

— Bu kadar çabuk döneceğini ummamıştım doğrusu. Karşılamaya geleyim mi?

Alvin ne diyeceğini düşünürken Seranis bir adım öne çıkınca Rorden Seranis’i gördü ve gözleri tabak gibi açılıp sanki daha iyi görmek istiyormuş gibi öne doğru eğildi. İnsanoğlu telefonlu görüntü alıcısını bir milyon yıldan beri kullanmasına rağmen gözlerini hâlâ köreltmemiş olduğu için, bilinçsiz olduğu kadar da yararsız bir hareketle öne doğru eğilip, ellerini Alvin’in omuzlarına koyan Seranis’i dinlemeye başladı ve ancak Seranis sözlerini bitirdikten bir süre sonra konuşabildi:

— Elimden geleni yapacağım. Anladığım kadarıyla iki seçenek var. Bunlardan birincisi Alvin’i bir tür ipnoz altında, İkincisi de hiç dokunup değiştirmeden, geldiği zamanki haliyle göndermeniz. Bana gelince Alvin’i geldiği zamanki haliyle geri gönderseniz ve Diaspar böylece varlığınızı öğrense bile, yine de bir şeyin değişmeyeceğini, Diaspar’ın sizi yine de bilmezden gelmeye devam edeceğini şimdiden vaat edebileceğimi sanıyorum.

— Bu vaadinize gereken önemi vereceğimize emin olabilirsiniz.

Seranis’in sözlerindeki kırgınlığı, ne kadar belli belirsiz olursa olsun yine de anında hisseden Rorden gülümseyerek ekledi:

— Şimdi ben de Alvin kadar çok şey biliyorum. Beni ne yapacaksınız?

Seranis bu kez gizlemediği bir kırgınlıkla karşılık verdi:

— Alvin henüz çocuk sayılır ama siz Diaspar kadar eski bir kuruluşun başısınız. Ayrıca bu da Lys’in Kayıtlar Muhafızıyla ne ilk ne de son konuşmasıdır ve hiçbir Kayıtlar Muhafızı da sırrımızı şimdiye kadar açığa vurmamıştır.

Rorden herhangi bir yorumda bulunmayıp sormakla yetindi:

— Alvin’i orda ne kadar tutmayı düşünüyorsunuz?

— En fazla beş gün. Konsey üç gün sonra toplanıyor.

— Pekâlâ. Soran olursa Alvin’in önümüzdeki beş günü benimle beraber tarihi bir araştırma yapmakla geçireceğini, başını kaşıyacak zamanı olmadığını, kimseyi göremeyeceğini söyleyeceğim. Böyle bir şey ilk defa olmadığı için de kimse kuşkulanmayacak. Ama arayan eğer Jeserac olursa, bittabi ne ben ne de Alvin yerimizde olmayacağız.

Alvin kendini tutamayıp güldü:

— Zavallı Jeserac. Neler karıştırdığımı bilse yüreğine inerdi.

Ama Rorden gülmedi. Gülmek bir yana hiç beklemediği bir karşılık verdi.

— Sandığından çok daha az başarılı oldun. Gerçi herhangi bir sorun çıkacağını sanmıyorum ama yine de beş günden fazla kalma orada.

Görüntü kaybolunca Rorden bir süre kımıldamadan oturup karanlık ekrana baktı. Dünya haberleşme şebekesinin hâlâ var, hâlâ çalışır durumda olabileceğinden daima kuşkulanmış, sonunda da bu kuşkusunda haklı çıkmıştı ama bu şebekeyi çalıştıracak anahtarlar çoktan yitirilmiş olduğundan, İnsanoğlunun da milyonlarca devrenin izini bulması artık hiçbir şekilde olası olmadığından, artık bunun hiçbir önemi kalmamıştı. İnsan görüntülü telefonların çoktan ölmüş, çoktan yeryüzünden silinmiş kentlerde hemen şu içinde bulunduğu anda bile çalabileceğim, boşu boşuna çalıyor olabileceğini düşününce bir tuhaf oluyordu. Belki bir gün gelecek kendi telefonu da boşuna çalacak, belki bir gün gelecek bir Kayıtlar Muhafızı, bilinmeyen aracıya cevap verecek bir Kayıtlar Muhafızı da bulunmayacaktı.

Korkmaya başladığım hissetti. Onların ne denli akıl almaz şeyler olduğu kafasına yeni yeni dank etmeye başlamaktaydı. Rorden şu ana dek hareketlerinin doğuracağı sonuçlar üzerinde pek durmamıştı. Tarihe karşı duyduğu ilgiyle Alvin’e karşı duyduğu sevgi şimdiye dek yaptıklarını yapması için yeterli bir neden olmuş, Alvin’i bu sevgiden ötürü durmadan yüreklendirip durmadan yönlendirmişti ama böyle bir şeyin olabileceğine de, böyle bir sonuçla karşılaşabileceklerine de asla, asla inanmamıştı.

Читать дальше
Тёмная тема
Сбросить

Интервал:

Закладка:

Сделать

Похожие книги на «Kara Güneş»

Представляем Вашему вниманию похожие книги на «Kara Güneş» списком для выбора. Мы отобрали схожую по названию и смыслу литературу в надежде предоставить читателям больше вариантов отыскать новые, интересные, ещё непрочитанные произведения.


Arthur Clarke - S. O. S. Lune
Arthur Clarke
Arthur Clarke - Oko czasu
Arthur Clarke
Arthur Clarke - Gwiazda
Arthur Clarke
Arthur Clarke - Die letzte Generation
Arthur Clarke
Arthur Clarke - Culla
Arthur Clarke
Arthur Clarke - The Fires Within
Arthur Clarke
Arthur Clarke - Expedition to Earth
Arthur Clarke
Arthur Clarke - Earthlight
Arthur Clarke
libcat.ru: книга без обложки
Arthur Clarke
Arthur Clarke - Kladivo Boží
Arthur Clarke
Arthur Clarke - Le sabbie di Marte
Arthur Clarke
Отзывы о книге «Kara Güneş»

Обсуждение, отзывы о книге «Kara Güneş» и просто собственные мнения читателей. Оставьте ваши комментарии, напишите, что Вы думаете о произведении, его смысле или главных героях. Укажите что конкретно понравилось, а что нет, и почему Вы так считаете.

x