• Пожаловаться

Arthur Clarke: Rama île buluşma

Здесь есть возможность читать онлайн «Arthur Clarke: Rama île buluşma» весь текст электронной книги совершенно бесплатно (целиком полную версию). В некоторых случаях присутствует краткое содержание. категория: Фантастика и фэнтези / на турецком языке. Описание произведения, (предисловие) а так же отзывы посетителей доступны на портале. Библиотека «Либ Кат» — LibCat.ru создана для любителей полистать хорошую книжку и предлагает широкий выбор жанров:

любовные романы фантастика и фэнтези приключения детективы и триллеры эротика документальные научные юмористические анекдоты о бизнесе проза детские сказки о религиии новинки православные старинные про компьютеры программирование на английском домоводство поэзия

Выбрав категорию по душе Вы сможете найти действительно стоящие книги и насладиться погружением в мир воображения, прочувствовать переживания героев или узнать для себя что-то новое, совершить внутреннее открытие. Подробная информация для ознакомления по текущему запросу представлена ниже:

Arthur Clarke Rama île buluşma

Rama île buluşma: краткое содержание, описание и аннотация

Предлагаем к чтению аннотацию, описание, краткое содержание или предисловие (зависит от того, что написал сам автор книги «Rama île buluşma»). Если вы не нашли необходимую информацию о книге — напишите в комментариях, мы постараемся отыскать её.

Arthur Clarke: другие книги автора


Кто написал Rama île buluşma? Узнайте фамилию, как зовут автора книги и список всех его произведений по сериям.

Rama île buluşma — читать онлайн бесплатно полную книгу (весь текст) целиком

Ниже представлен текст книги, разбитый по страницам. Система сохранения места последней прочитанной страницы, позволяет с удобством читать онлайн бесплатно книгу «Rama île buluşma», без необходимости каждый раз заново искать на чём Вы остановились. Поставьте закладку, и сможете в любой момент перейти на страницу, на которой закончили чтение.

Тёмная тема

Шрифт:

Сбросить

Интервал:

Закладка:

Сделать

Birkaç saniye sonra ıslık yeniden duyularak aynı şeyleri tekrarladı. Bir fener kulesi sireninden sislerle örtülü geceye yayılan hüzünlü ve uyarıcı tondaydı. Bunda bir haber vardı… acele bir haber. Onların kulakları için ayarlanma-mıştı, fakat hissediyorlardı. Sonra… bu işi kesin sonuca bağlamak istercesine haber ışıklarla güçlendirilmeye başlandı.

Işıklar artık sönmeye yakın derecede zayıflamışlardı, sonra birden parlamaya başladılar. Tıpkı birbiri peşinden yuvarlanan yüzlerce ışık küresi, bir zamanlar bu dünyayı aydınlatmış olan altı dar vadide hızla kaymaya başladı. Her iki kutuptan da denize doğru muntazam diziler halinde ve insanı adeta hipnotize ederek kayıyorlardı. Bunun bir anlamı olabilirdi. „Denize”… ışıklar çağırıyorlardı… „Deniz… denize”. Ve bu dayanılması çok zor bir çağrıydı. O derece ki geriye dönüp Rama’nın sularında huzur aramak gibi zorlayıcı hislere kapılmamak imkânsızdı. Norton acele yukarı seslendi. „Giriş kontrol, ne olduğunu görebiliyor musunuz?” Pieter şaşkın… biraz da korkulu bir sesle ona cevap verdi: „Evet kaptan. Güney yarımküreye bakıyorum. Orada hâlâ fazla sayıda biot var. İçlerinde vinçler, buldozerler gibi büyüklerle bir sürü leş yiyici görüyorum. Hepsi de onlarda bugüne kadar görmediğim bir hızla denize doğru koşuyorlar. İşte bir vinç uçurumdan aşağı atlıyor, tıpkı Jimmy gibi… fakat aşağı ondan hızlı düşüyor… suya çarpınca parçalandı… işte köpekbalıkları geliyor… onu parçalıyorlar… öf… hiç tatlı görünüş değil… şimdi ana düzlüğe bakıyorum… işte bozulmuşa benzeyen bir buldozer var… durmadan kendi çevresinde daireler çizip duruyor… şimdi de bir çift yengeç onu parçalamaya başladılar… Kaptan bir an önce yukarıya çıksanız iyi olacak.” Norton ona büyük bir içtenlikle cevap verdi: „inan bana en kısa sürede oraya gelmeye çalışacağız.” Rama fırtınaya hazırlanan bir tekne gibi ambar kapaklarını kapatmaya başlamıştı. Bu fikir Norton’u bir anda büyük bir korkunun içine itti. Düşüncelerini bir türlü mantıksal bir temele dayandıramıyprdu. Artık tam anlamıyla gerçekçi de düşünemiyordu, Şu anda ona hakim olan iki his vardı, kaçma arzusu veya hâlâ gökyüzünde parıldayan ışıkların biotlara katılarak denize yürümesi için ona verdikleri emir.

Merdivende bir bölüm daha… kaslarında biriken zehirlerin dışarı süzülmesi için on dakikalık bir dinlenme… sonra tekrar çıkışa başla… çıkılacak iki kilometre daha… fakat bunu düşünmemeye çalışalım…

Artan ıslıkların çıldırtıcı gürültüsü birden kesiliverdi. Aynı anda düz vadiler boyunca koşuşmakta olan ateş toplarının denize akımı durdu. Rama’nın altı çizgisel güneşi de tekrar bir ışık bantı şeklini aldılar.

Fakat ışıklarını hızla kaybediyorlar… bazen sanki gittikçe zayıflayan enerji kaynaklarından muazzam çekilmeler oluyormuş gibi ara sıra parlayıp tekrar sönüyorlardı. Tırmananlar ayaklarının dibinde sık sık hafif titremeler hissediyorlardı. Köprü, Rama’nın hâlâ tıpkı zayıf bir manyetik alan etkisine kapılmış bir pusula gibi, zor farkedilen bir yavaşlıkla dönmekte olduğunu bildiriyordu. Bu, belki de güven verici bir durumdu. Rama dönüşünü durdurduğu zaman Norton gerçekten korkmaya başlayacaktı.

Pieter artık ortalıkta hiçbir biot görünmediğini bildirdi. Şimdi Rama’nın içinde hareket eden tek şey, kuzey kubbesinin eğri yüzeyinde azap verici bir yavaşlıkla yukarı tırmanan birkaç insandı.

Norton ilk tırmanışındaki baş dönmesini çoktan atlatmıştı. Fakat şimdi yeni bir korku ona hakim olmaya başlıyordu. Burada, düzlükten ana girişe kadar olan sonsuz tırmanışlarında çok çaresizdiler. Ya Rama durum değiştirmeyi tamamlayıp birden hızlanmaya başlarsa! Hızlanmanın eksen boyunca olması çok mümkündü. Eğer bu hızlanma kuzey yönüne doğru olursa, bu bir problem olmayacaktı. Sadece tırmanmakta oldukları merdivenlere biraz daha sıkıca yapışacaklardı. Fakat hızlanma eğer güney yönünde olursa, boşluğa fırlayarak çok aşağıda kalan düzlüğe düşeceklerdi.

Norton bu hızlanmanın çok az hissedilecek şiddette olacağına kendini inandırmaya çalıştı. Dr. Perera’nın hesapları çok açıktı. Rama beşte bir G den fazla bir hıza ulaşamazdı, aksi takdirde Silindirik Deniz’in suları uçurumu tırmanıp güney kıtasını sular altında bırakırdı. Fakat Pe-rera bu hesaplan tepesinde yükselen ve her an üzerine çökebilecek binlerce ton maden yığınının içinde değil, dünyadaki rahat çalışma rnasasmm başında yaomıştı. Ya Rama periyodik su baskınları için düzenlenmişse…

Hayır… Bu, trilyonlarca tonluk şeyin yeterli bir hızlanma kazanmadan birden ileri atılarak onu boşluğa fırlatacağını düşünmek çok saçmaydı. Böyle düşünmesine rağmen Norton tırmanışın geri kalan bölümünde trabzan-ların güvenliğinden hiç uzak kalmadı.

Ömür kadar uzun bir süre sonunda merdivenler bitmiş, önlerinde yalnız yüz metrelik bir bölüm kalmıştı. Bu bölümü tırmanmak gerekmeyecekti. Çünkü ana girişte mürettebattan biri uzattığı bir kabloyla, azalan çekim gücünün de yardımıyla, onları kolayca yukarı çekebilirdi. Yüz metrelik bu dik merdivenin, dibinde beş kilo gelen insan, tepede yaklaşık sıfır kiloya düşüyordu.

Norton yukarı çekilirken rahatlamıştı. Ara sıra trabzanları tutarak hâlâ onu merdivenlerden uzaklaştırmak isteyen yana çekim gücünü kontrol ediyordu. Rama’yı son kez seyrederken ağrıyan kaslarını bile unutmuştu.

Rama’nın içi şimdi Dünya’daki bir dolunay gecesi ay-dınlığındaydı. Her şey açık bir şekilde görülebiliyor, fakat ince ayrıntılar artık seçilmiyordu. Güney kutbu hafif parıldayan bir sisle kısmen örtülmüştü. Yalnız Büyük Boy-nuz’un sivri ucu bu sisin arasından fırlamıştı ve önden, küçük bir siyah nokta gibi gözüküyordu.

Denizin arkasında kalan, dikkatle haritasını çıkardıkları, fakat onlar için bir bilinmeyen olarak kalan kıta, gene o her zamanki gelişigüzel dizilmiş, yamalı şekliyle karşısındaydı. Çok yandan göründüğü ve çok karmaşık ayrıntıları olduğu için Norton ona, incelemekten çok sadece bir göz atmakla yetindi.

Gözlerini Silindirik Deniz’in Rama’yı çevreleyen şeridinde dolaştırdığı zaman, ilk kez olarak denizin dalgalı olduğunu farketti. Dalgalar geometrik denebilecek bir düzenle kıyıya vurmaya başlamışlardı. Rama’nın manevraları çok hafif de olsa, etkisini göstermeye başlamıştı. Eğer Resolution ile bu denizi geçmesini istese Çavuş Barnes’ in dalgalarla savaşmaktan büyük zevk alacağından emindi.

New-York, Londra, Paris, Moskova, Roma… bütün şehirlere elveda derken Romalıların, yol açtığı bazı zararlardan dolayı onu bağışlamalarını diledi. Belki bütün bunların bilim uğruna yapıldığını anlayacaklardı.

Sonra, birden kendini ana girişte buldu ve sabırsız eller onu çekerek hava delikleri boyunca taşımaya başladılar. Elleri ve ayakları aşırı yorgunluktan o derece kontrol edemediği bir titreme içindeydi ki, kendi başına hareket edebilecek gücü bulamıyordu. Bu nedenle kendisine felçli bir yatalak gibi davranılmasmdan memnundu.

Ana girişten içeri ilk süzüldüğü anda Rama’nın simsiyah gökyüzünün üzerine çöktüğünü sanmıştı. Şimdi de hava deliği bu manzaraları ondan sonsuza kadar saklayarak arkasından kapanıyordu.

„Rama Güneş’e en yakın noktaya geldiği zaman gecenin geri gelmesi ne garip” diye düşündü.

UZAY GÜDÜMÜ

Читать дальше
Тёмная тема

Шрифт:

Сбросить

Интервал:

Закладка:

Сделать

Похожие книги на «Rama île buluşma»

Представляем Вашему вниманию похожие книги на «Rama île buluşma» списком для выбора. Мы отобрали схожую по названию и смыслу литературу в надежде предоставить читателям больше вариантов отыскать новые, интересные, ещё не прочитанные произведения.


Arthur Clarke: Rendezvous with Rama
Rendezvous with Rama
Arthur Clarke
Arthur Clarke: Rendezvous cu Rama
Rendezvous cu Rama
Arthur Clarke
Arthur Clarke: Encontro com Rama
Encontro com Rama
Arthur Clarke
Arthur Clarke: O jardim de Rama
O jardim de Rama
Arthur Clarke
Arthur Clarke: Rama Revealed
Rama Revealed
Arthur Clarke
Arthur Clarke: Cita con Rama
Cita con Rama
Arthur Clarke
Отзывы о книге «Rama île buluşma»

Обсуждение, отзывы о книге «Rama île buluşma» и просто собственные мнения читателей. Оставьте ваши комментарии, напишите, что Вы думаете о произведении, его смысле или главных героях. Укажите что конкретно понравилось, а что нет, и почему Вы так считаете.