Arthur Clarke - Rama île buluşma

Здесь есть возможность читать онлайн «Arthur Clarke - Rama île buluşma» весь текст электронной книги совершенно бесплатно (целиком полную версию без сокращений). В некоторых случаях можно слушать аудио, скачать через торрент в формате fb2 и присутствует краткое содержание. Жанр: Фантастика и фэнтези, на турецком языке. Описание произведения, (предисловие) а так же отзывы посетителей доступны на портале библиотеки ЛибКат.

Rama île buluşma: краткое содержание, описание и аннотация

Предлагаем к чтению аннотацию, описание, краткое содержание или предисловие (зависит от того, что написал сам автор книги «Rama île buluşma»). Если вы не нашли необходимую информацию о книге — напишите в комментариях, мы постараемся отыскать её.

Rama île buluşma — читать онлайн бесплатно полную книгу (весь текст) целиком

Ниже представлен текст книги, разбитый по страницам. Система сохранения места последней прочитанной страницы, позволяет с удобством читать онлайн бесплатно книгу «Rama île buluşma», без необходимости каждый раз заново искать на чём Вы остановились. Поставьте закладку, и сможете в любой момент перейти на страницу, на которой закончили чтение.

Тёмная тема
Сбросить

Интервал:

Закладка:

Сделать

Sessiz bir şekilde ve yavaşça, başlık lambasının ışığının aydınlığı altında, hız alarak karanlığa doğru elli metre kadar indikten sonra arkadaşlarını da çağırdı.

Açıkça belli etmemelerine rağmen kendilerini çocuk gibi hissediyorlardı. İki dakikadan kısa bir sürede güven ve rahatlık içinde bir kilometre yol indiler. Hızlı gittiklerini hissettikleri anda kaydıkları çubuğu elleriyle sıkarak gerekli fren ve yavaşlamayı yapıyorlardı. İkinci platforma indikleri zaman Kumandan Norton onlara seslendi: „İyice eğlendiğinizi umarım. Fakat geriye tırmanış o kadar kolay olmayacak.” Artan çekim gücünü denemek için platformda aşağı yukarı dolaşan Mercer, „Bende bunu denemek istiyorum” dedi. „Burada çekim gücü Dün-ya’nın onda biri kadar — insan farkı hemen hissediyor.” Platformun sonuna kadar yürüdü — daha doğrusu kaydı, ve başlığının ışığını merdivenin aşağı inen kısmına çevirdi. Işığın eriştiği yere kadar merdiven az önce indiklerinin aynısı gibi gözüküyordu. Aslında daha önce alınmış fotoğraflar dikkatle incelendiği zaman artan çekim oranında basamakların yüksekliklerinin yavaş yavaş azaldığı görülmüştü. Basamaklar bu uzun çıkışın her noktasında, her basamak için aynı çabayı gerektirecek şekilde ayarlanmıştı.

Mercer yukarı, şimdi onlardan yaklaşık iki kilometre yukarıda olan Rama’nın giriş deliğine baktı. Çok hafif bir ışık ve önünde küçük siluetlerle delik, korkunç şekilde uzak görünüyordu.

İlk defa olarak bu olağanüstü merdivenin tümünü görmediğine çok memnun oldu. Düş gücünün noksanlığına ve sağlam sinirlerine rağmen kendini on altı kilometre yüksekliğinde dikey bir tabağın tam ortasında bulunan ve yukarı tırmanmaya çalışan bir böcek gibi görünce nasıl davranacağını bilemiyordu. Şu ana kadar karanlığa bir sıkıntı gözüyle bakmıştı, şimdi ise.karanlıktan çok memnundu. Norton’a rapor verdi: „Sıcaklıkta bir değişiklik yok, hâlâ donma noktasının biraz altında. Fakat hava basıncı tahmin ettiğimiz gibi artıyor — üç yüz milibar civarında. Bu kadar az oksijen kapsayan bir yerde bile nefes alınabileceğini tahmin ediyorum. Daha aşağılarda solunum hiç problem olmayacak ve bu da araştırmalarımızı son derece kolaylaştıracak. Ne buluş değil mi? — solunum aygıtı kullanmadan üzerinde yaşayabileceğimiz bir dünya! Bu havadan bir soluk alacağım.” Yukarıda Kumandan Norton rahatsız bir şekilde kımıldandı. Fakat Mercer ne yaptığını çok-iyi biliyordu. Kendini garantiye almak için gerekli bütün testleri yapmıştı.

Mercer başlıktaki basıncı eşitledi, emniyet mandalını açtı ve camı biraz araladı, önce tedbirli bir soluk aldı… Sonra derin bir soluk daha.

Rama’nın havası tıpkı fiziksel çürümenin binlerce yıl önce bittiği bir mezar gibi ölü ve küf kokuluydu. Mercer in yıllardır yaşam destek sistemlerini en zor şartlar altında inceleyerek yetişmiş ultra hassas burnu bile tanınabilecek en küçük bir koku alamıyordu. Sadece kokuda madensel bir tat vardı. Mercer birdenbire Ay’a inen ilk astronotların Ay Modülü’nü yeniden basınçlarken yanık barut kokusu duyduklarını rapor ettiklerini hatırladı. „Kartal”m kabini, onu dolduran havaya bulaşan Ay tozu nedeniyle Rama gibi kokuyor olmalıydı.

Başlığını yeniden kapayarak kilitledi ve ciğerlerindeki yabancı havayı boşalttı. Bu havayla yaşamını devam ettiremezdi. Hatta Everest’in zirvesindeki havaya alışık bir dağcı bile burada çabucak ölürdü. Fakat birkaç kilometre daha aşağıda durum herhalde çok farklıydı.

Artık burada yapacağı birşey kalmış mıydı? Alışık olmadığı hafif bir çekim gücünün verdiği tatlı rahatlık dışında başka bir şey yoktu. Az sonra çekim olmayan giriş tüneline döneceklerinden buraya pek alışmakta istemiyordu, „Geri dönüyoruz kaptan” dedi. „Bütün yolu sonuna kadar gitmeye hazırlanıncaya kadar artık daha fazla ilerlememize gerek yok.” „Tamam, dönüşünüzü zamanla ölçüyoruz, fakat acele etmeyin.” Merdivenleri üçer dörder zıplayarak çıkmaya başlayınca Mercer, Calvert’in çok haklı olduğunu bir kere daha kabul etti. Bu merdivenler aşağı değil, yukarı doğru yürümek için yapılmıştı. Bir insan arkasına bakmadıkça ve yükselen eğrinin baş döndürücü uçurumunu düşünmedikçe tırmanış çok kolay bir deneme oluyordu. Fakat, iki yüz adımdan sonra baldır kaslarında bazı ağrılar hissetmeye başladı ve yavaşlamaya karar verdi. Arkasındakiler de aynı şeyi yaptılar. Omuzunun üzerinden geriye kısa bir bakış atınca onların epeyce geride kalmış olduklarını gördü.

Tırmanış tümüyle olaysız geçiyordu, önlerinde yalnız sonsuzmuşçasına uzanan merdivenler vardı. En üst platformun hemen dibindeki basamakta bir kez daha durdukları zaman artık açıkça yorgunluktan sallanıyorlardı. On dakika dinlendikten sonra son dikey kilometreyi de çıkmaya başladılar.

Zıpla — bir basamak yakala — zıpla — yakala — zıpla — yakala… bu iş kolay, fakat o derece sıkıcı bir tekrarlamaydı ki dikkatsizlik tehlikesi yaratıyordu. Merdivenin yarısında beş dakika daha dinlendiler. Artık bacak-

lan kadar kolları da ağrımaya başlamıştı. Mercer bir kez daha tırmandıkları bu dikey merdivenlerin sadece bir bölümünü görmelerinin ne kadar iyi bir şey olduğunu düşündü. Merdivenin, ışıklarının ulaştığı yerin az ötesine kadar uzandığına ve biraz sonra biteceğine kendini inandırmak zor değildi.

Zıpla. bir basamak yakala — zıpla… sonra birdenbire merdivenler gerçekten bitiverdi. Artık tekrar ağırlıksız eksen dünyasında ve kendilerini endişeyle bekleyen arkadaşlarının arasmdaydılar. Bütün yolculuk bir saatten biraz az sürmüştü ve hepsi alçakgönüllü bir başarı duygusu içindeydiler.

Fakat kendilerinden böyle memnun olmaları için henüz çok erkendi. Çünkü, bütün bu çabaya rağmen bu dev merdivenin ancak sekizde birini yürümüşlerdi.

ERKEKLER, KADİNLAR VE MAYMUNLAR

Kumandan Norton çok eskidenberi bazı kadınların uzay gemilerine alınmamaları gerektiğini düşünürdü. Ağırlıksızlık onların göğüslerine insanı fena halde şaşırtan bazı şeyler yapıyordu. Hareketsiz durdukları zaman neyse ama, bir harekete ve ahenkli titreşimlere başladıkları zaman sıcak kanlı bir erkeğin dayanabileceğinden çok daha fazla tahrik edici oluyorlardı. Norton hiç değilse en az bir uzay kazasının, üstü fazla gelişmiş bir bayan subayın kontrol kabininden geçişinin, görevliler arasında yarattığı zihin karışıklığından olduğuna emindi.

Bu teorisini bir defasında, onun bu düşüncelere dalmasına bilhassa yol açan, gemi doktoru Laura Ernst’e açmıştı. İkisinin de birbirini gayet iyi tanıdıklarını açıklamaya gerek yoktu. Yıllarca önce Dünya’da, karşılıklı yalnızlık ve üzüntü anında bir kere beraber olmuşlardı. Bunu bir daha tekrarlamayı düşünmüyorlardı (ancak bundan kim emin olabilirdi), çünkü ikisi için de zaman çok şeyi değiştirmişti. Fakat ne zaman bu güzel yapılı doktor Kaptanın kabinine girse, eski bir tutkunun ani bir sızısı Nor-ton’un içini yakardı. Laura da onun bu hislerinin farkındaydı. İkisi de de bu oyundan gizli bir mutluluk duyuyorlardı. Laura.

„Bili” dedi. „Bizim dağcıları muayene ettim. Kari ve Joe’nin durumları çok iyi — yaptıkları işe göre bütün belirtiler normal. Fakat Will belirli bir bitkinlik ve kilo kaybı gösteriyor. Fazla açıklamaya girmeyeceğim fakat gemide yapmaya mecbur olduğu jimnastiği yaptığını sanmıyorum ve bu işten kaytaran yalnız o değil, santrfüj odasında bazı aldatmalar yapılıyor, bir daha böyle şeyler olursa rapor etmek zorunda kalacağım. Lütfen bunu gemiye yayınla.” „Anlıyorum Doktor, fakat ortada bir mazeret var, biliyorsun adamlarım çok çalışıyorlardı.” „Evet, fakat sadece beyinleri ve parmakları ile, vücutları ile değil — yani kilogram metre ile ölçülen gerçek bir çalışma yapmıyorlar. Eğer Rama’yı keşfedeçeksek gerçek bir bedensel çalışma yapmak zorundayız.” „Yani… sence bunu başarabilir miyiz?” „Eğer tedbirli davranırsak evet. Kari ve ben ikinci platformda solunum aygıtlarımızı terkedeceğimizi varsayarak çok akla yatkın bir plan yaptık. Bu elbette çok şanslı bir rastlantı ve bütün lojistik hesaplarımızı değiştiriyor. Hâlâ oksijeni olan bir dünya fikrine bir türlü alışamadım… böylece sadece yiyecek, su ve ısı elbiselerine ihtiyacımız olacak. Sonra işe başlayabiliriz. Aşağı inmek çok kolay, Yolun büyük kısmını herhalde o muntazam parmaklıkların üzerinden kayarak ineceğiz. Chips’e paraşüt frenli bir tür kızak üzerinde çalışmasını söyledim. Tayfalar için kullanmak tehlikesini göze alamasak bile kumanya ve teçhizat için kullanabiliriz.” „Güzel! bu, yolculuğu on dakikaya indirir, aksi halde iniş bir saatimizi alırdı.” „Yukarı tırmanış tahmininden de zor olacak. İki kez bir saatlik dinlenme dahil altı saat süre tanımayı düşünüyorum. Daha sonra, tecrübe kazanıp kaslarımızı geliştirdikçe bu süreyi yavaş yavaş kısaltabiliriz.” „Ya psikolojik faktörler?” „Böyle bir ortamda ne olacağını kestirmek zor. Karanlık en büyük problem olabilir.” „Ana girişe büyük projektörler koyduracağım. Yanlarında taşıdıkları lambalardan ayrı olarak her keşif kolu üzerlerinde projektörlerden birinin ışığını bulacak.”

Читать дальше
Тёмная тема
Сбросить

Интервал:

Закладка:

Сделать

Похожие книги на «Rama île buluşma»

Представляем Вашему вниманию похожие книги на «Rama île buluşma» списком для выбора. Мы отобрали схожую по названию и смыслу литературу в надежде предоставить читателям больше вариантов отыскать новые, интересные, ещё непрочитанные произведения.


Arthur Clarke - Cita con Rama
Arthur Clarke
Arthur Clarke
Arthur Clarke - Rama Revealed
Arthur Clarke
Arthur Clarke
Arthur Clarke - O jardim de Rama
Arthur Clarke
Arthur Clarke
Arthur Clarke - Encontro com Rama
Arthur Clarke
Arthur Clarke
Arthur Clarke - Rendezvous cu Rama
Arthur Clarke
Arthur Clarke
Arthur Clarke - Rendezvous with Rama
Arthur Clarke
Arthur Clarke
Отзывы о книге «Rama île buluşma»

Обсуждение, отзывы о книге «Rama île buluşma» и просто собственные мнения читателей. Оставьте ваши комментарии, напишите, что Вы думаете о произведении, его смысле или главных героях. Укажите что конкретно понравилось, а что нет, и почему Вы так считаете.

x