Arthur Clarke - Rama île buluşma
Здесь есть возможность читать онлайн «Arthur Clarke - Rama île buluşma» весь текст электронной книги совершенно бесплатно (целиком полную версию без сокращений). В некоторых случаях можно слушать аудио, скачать через торрент в формате fb2 и присутствует краткое содержание. Жанр: Фантастика и фэнтези, на турецком языке. Описание произведения, (предисловие) а так же отзывы посетителей доступны на портале библиотеки ЛибКат.
- Название:Rama île buluşma
- Автор:
- Жанр:
- Год:неизвестен
- ISBN:нет данных
- Рейтинг книги:4 / 5. Голосов: 1
-
Избранное:Добавить в избранное
- Отзывы:
-
Ваша оценка:
- 80
- 1
- 2
- 3
- 4
- 5
Rama île buluşma: краткое содержание, описание и аннотация
Предлагаем к чтению аннотацию, описание, краткое содержание или предисловие (зависит от того, что написал сам автор книги «Rama île buluşma»). Если вы не нашли необходимую информацию о книге — напишите в комментариях, мы постараемся отыскать её.
Rama île buluşma — читать онлайн бесплатно полную книгу (весь текст) целиком
Ниже представлен текст книги, разбитый по страницам. Система сохранения места последней прочитанной страницы, позволяет с удобством читать онлайн бесплатно книгу «Rama île buluşma», без необходимости каждый раз заново искать на чём Вы остановились. Поставьте закладку, и сможете в любой момент перейти на страницу, на которой закончили чтение.
Интервал:
Закладка:
Mercer başı önde olarak yüzer gibi gitmeye karar verdi. Başka türlü bir iniş çok hantalca olacaktı, ayrıca bu yolla önünde neler bulunduğunu kolaylıkla görebilecekti. Böylece ilk birkaç yüz metrede yukarı tırmanmakta olduğu düşüncesine kapılacak, ancak gittikçe artan çekim gücü onu bu fikrinden ayırmaya ve tam zıt şekilde düşünmeye zorlayacaktı.
İlk basamağı kavradı ve kendini yavaşça merdivenler boyunca çekmeye başladı. Hareket tıpkı deniz dibinde yüzüyormuşçasına kolaydı — ayrıca burada arkasında suyun girdabının yarattığı hafif çekim de yoktu. O kadar kolay ilerliyordu ki, içinde çok daha hızlı gitmek arzusu uyandı. Fakat Mercer böyle alışılmışın dışı durumlarda acele etmeyecek kadar tecrübeliydi.
Başlığındaki kulaklıklardan iki arkadaşının muntazam soluklarını duyuyordu. Bu, onların durumunun iyi olduğunu gösterdiğinden gereksiz konuşmalarla vakit kaybetmedi. Arkaya bakmak için büyük arzu duymasına rağmen merdivenin ucundaki platforma ininceye kadar riske girmemeye karar verdi.
Basamaklar düzenli olarak yarımşar metre aralıklarla yerleştirilmişti. Tırmanmanın ilk bölümünde Mercer birkaç tanesini atlayarak geçmiş, fakat onları dikkatle saymayı ihmal etmemişti, iki yüzüncü basamak yakınlarında ağırlığı ilk olarak belirgin şekilde hissetmeye başladı. Rama’nın dönüşü kendini belli etmeye başlamıştı.
Dört yüzüncü basamakta hissettiği ağırlığın yaklaşık olarak beş kilo olduğunu hesapladı. Bu, ona bir zorluk çıkarmıyordu, fakat sıkı bir şekilde aşağı doğru çekilirken artık yukarı tırmandığını düşünmek gittikçe zorlaşıyordu.
Beş yüzüncü basamak dinlenmek için uygun bir yerdi. Rama’nın hâlâ onlara bir zorluk çıkarmamasına ve kollarını yalnız kendisine yön vermek için kullanmasına rağmen, Mercer kol adalelerinin yorulduğunu hissediyordu.
„Hersey yolunda kaptan” diye raporunu verdi, „ilk terasa olan yarı yolu geçtik sayılır. Joş. Will… nasılsınız?” Joe Calvert cevap verdi: „iyiyim… Neden durdun?” Çavuş Myron ekledi: „Ben de iyiyim, fakat yan çekim gücüne dikkat edin, gittikçe artmaya başladı.” Mercer de bunun farkına varmıştı. Basamakları tutmayı bıraktığı zaman sağa doğru çekildiğini hissediyordu. Bunun Rama’nın dönmesinin bir etkisi olduğunu çok iyi biliyordu, fakat gene de esrarengiz bir gücün onu hafifçe merdivenlerden uzağa ittiği fikrine kapılıyordu.
Belki de artık merdivenleri ayakları üzerinde inme zamanı gelmişti. Şimdi artık „aşağı” sözcüğü fiziksel bir anlam kazanmaya başlıyordu. Birkaç saniyelik bir denge bozulmasını göze almaya karar verdi.
„Dikkat — geriye dönüyorum…” Merdiveni sıkı bir şekilde tutarak kolları yardımıyla kendini yüz seksen derece döndürdü. Arkadaşlarının ışıkları nedeniyle bir an hiçbir şey göremedi, sonra çok yukarılarda — pimdi artık gerçekten yukarıda — platformun kenarında çok hafif bir aydınlık gördü: Bu aydınlıkta onu dikkatle.izleyen Kumandan Norton ve destek takımının siluetleri gözüküyordu. Çok uzakta ve çok ufak görünüyorlardı. Güven verici şekilde onlara elini salladı.
Ellerini merdivenlerden ayırarak Rama’nın artık hissedilmeye başlanan çekim gücüne kendini bıraktı. Bir basamaktan diğerine düşüş iki saniyeden fazla zaman alıyordu. Dünya’da aynı sürede bir insan otuz metre düşerdi.
Düşme hızı o derece sıkıcı bir yavaşlıktaydı ki Mercer elleri yardımıyla birkaç merdiven atlayarak hızlanmayı ve böylece zaman kazanmayı tercih etti. Çok hızlandığını hissettiği zaman ayaklan yardımıyla kendini frenliyordu.
Yedi yüzüncü basamakta bir daha durarak başlığının ışığını aşağıya çevirdi; tıpkı hesapladığı gibi ilk teras ve ondan başlayan daha sık basamaklar elli metre kadar aşağıdaydı.
Birkaç dakika sonra son basamağa gelmişlerdi. Aylarca uzayda dolaştıktan sonra sert bir yüzey üzerinde dimdik durmak ve ayaklarının altında bu sertliği hissetmek çok garip bir histi. Ağırlıkları şimdi on kilodan azdı, fakat bu bile sağlamca durdukları hissini duymalarına yetiyordu. Mercer gözlerini kapatarak bir an için Dünya’nm üzerinde olduğunu düşündü.
Üzerinde durdukları set veya platform on metre kadar genişlikteydi, her iki taraftan yukarı doğru eğriliyor ve karanlıkta kayboluyordu. Mercer onun tam bir daire çevirdiğini biliyordu. Eğer onun üzerinde yürüse, beş kilometre sonra tam bir tur attıktan sonra yürümeye başladığını noktaya gelecekti, yani Rama’nm içinde ufak bir tur atmış olacaktı.
Fakat, buradaki çekim gücünün azlığı nedeniyle gerçek bir yürüyüş imkansızdı. İnsan ancak dev adımlarla ilerliyebileceğinden bu yürüyüş çok tehlikeli olabilirdi.
Işıklarının erişebildiği yerden daha uzaklara kadar uzanarak karanlıkta kaybolan basamaklardan iniş çok kolay gözüküyordu. Fakat her iki taraftan başlayarak aşağı uzanan merdiven parmaklıklarına tutunmak şarttı, çünkü dikkatsiz bir adım insanın boşluğa uçarak yüz metre kadar aşağıdaki diğer rampaya düşmesine yol açabilirdi. Düşüş nedeniyle çarpma, ağırlıksızlıktan dolayı, fazla sert olmayacaktı, fakat sonuçları zararsız olmayabilirdi — Rama’nın dönüşü merdiveni sola çekmiş olacak böylece düşen vücut hiçbir engele rastlamadan yaklaşık yedi kilometre aşağıdaki düzlüğe çarpacaktı.
Mercer, kayarak inmenin cehennemi bir şey olacağını düşündü. Bu çekim gücünde bile en az hızın saatte birkaç yüz kilometre olacağı belliydi. Başı önde olarak böyle bir inişte belki yeterli bir sürtünme sağlanarak hız azaltılabilirdi. Bu sağlanabilirse Rama’nın en alt yüzüne inebilmek için belki de en uygun yol bu olacaktı. Fakat önceden çok dikkatli bir deneme yapılması şarttı.
„Kaptan” dedi. „Merdivenden inmekte bir sakınca görmüyorum. Razı olursanız ikinci platforma kadar inişe devam etmek ve merdivendeki iniş hızımızı ölçmek istiyorum.” Norton tereddütsüz cevapladı.
„Devam et” lüzum olmamasına rağmen ekledi, „dikkatli ol.” Mercer’in işin esasını anlaması çok uzun sürmedi. Bu on ikide bir çekim düzeyinde basamakları normal şekilde inmeye imkan yoktu. Böyle bir iniş yavaş çekilmiş bir filme benzeyen son derece yorucu bir takım hareketlerle oluyordu; tek çare basamakları hiç düşünmeden iki eliyle merdiven parmaklıklarını kavrayarak kendini aşağı doğru çekmekti.
Çalvert de aynı sonuca varmıştı. Mercer’e seslendi: „Bu basamaklar yukarı çıkmak için yapılmış, aşağı inmek için değil. Bu merdivenleri çekim gücüne karşı hareket ederken rahatça kullanabilirsin, fakat aşağı iniş çok rahatsız edici. Alay edebilirsiniz, fakat bence en iyi iniş yolu merdiven parmaklıklarından kayarak inmek.” „Bu saçma” diyerek çavuş Myron itiraz etti: „Rama’ lıların böyle bir davranışta bulunduklarını sanmıyorum.”
„Ben aslında onların bu merdivenleri kullandıklarını hiç sanmıyorum — bunların acil bir durum için yapıldıkları belli. Buralara çıkmak için mekanik bir taşıma sistemi kullanmış olmalılar. Belki telle çekilen bir vagon. Bu da giriş tünelindeki olukları açıklayabilir.” „Ben onları hep su olduğu gibi düşündüm. Her ikisi de olabilir. Acaba burada hiç yağmur yağıyor mu?” Mercer.
„Olabilir” dedi. „Bence Joe haklı. Bir deneyelim bakalım… ben gidiyorum.” El veya ele benzeyen şeyler için yapılmış olan merdiven parmaklığı, aralıklı şekilde yerleştirilmiş bir metre yüksekliğinde direklerle desteklenmiş pürüzsüz, yassı metal bir çubuktu. Mercer onun üzerine ata biner gibi oturdu, elleriyle sağlayabileceği frenleme gücünü bir ölçtükten sonra kendini bırakarak kaymaya başladı.
Читать дальшеИнтервал:
Закладка:
Похожие книги на «Rama île buluşma»
Представляем Вашему вниманию похожие книги на «Rama île buluşma» списком для выбора. Мы отобрали схожую по названию и смыслу литературу в надежде предоставить читателям больше вариантов отыскать новые, интересные, ещё непрочитанные произведения.
Обсуждение, отзывы о книге «Rama île buluşma» и просто собственные мнения читателей. Оставьте ваши комментарии, напишите, что Вы думаете о произведении, его смысле или главных героях. Укажите что конкретно понравилось, а что нет, и почему Вы так считаете.