Murat Kayali
CUMEYRA
Ben yumuşak kalpliyim ama sen yine de göğsüme oturma Cumeyra.
BookRix GmbH & Co. KG
80331 Munich
Karanlık ve derin bir mağara taşıyoruz ağzımızda selam olsun yarasalara...
İnsanların göç ettiği,yalnızlığın tavan yaptığı,milyonların susuzluk ve açlık içinde bocaladığı dijital ve dokunmatik bir zamanda yaşıyoruz. Bütün bunlara rağmen umut aynı umut, aşk aynı aşk, sevinç, üzüntü, hırs, ayrılık, acı, gözyaşı aynı gözyaşı. İnsan aynı insan. Kalplerimiz çarpıyor, nefes alıp veriyoruz, herşeye rağmen yaşıyoruz. Eski türkçe bir söz olan cumeyra´nın günümüz türkçesiyle karşılığı güzel demek. Bütün olumsuzluklara rağmen dünya güzel, yaşamak güzel, insan olmak güzel. Bu yüzden bu kitaba Cumeyra / Güzel adını verdim. İnsanın güzelliğini hiç bir zaman yitirmemesini ve edebiyatın da bu güzelliği her zaman bir şiirde dile getirecek güç ve özveriye sahip insanların kalplerinden gelen gerçek ses olarak kalmasını diliyorum. İnsan aynı insan. Kalp aynı kalp. Şiir aynı şiir. Hayat cumeyra.
Körlerin Ve Dilsizlerin Tanrısı
şiir ciddi iştir...
Şiir ciddi iştir arkadaş,
benim yaptığım gibi olmaz. Yaz ve paylaş.
Söyleşiler yapacaksın, imza günlerin olacak, kitabın olacak.
Kadınlar, adamlar seni,suskun ama ellerinde not defterleriyle oturup dinleyecekler.
Bol bol kitaplı, insanlı resimlerin olacak.
İnsanlar seni şair sanacak, ciddi iş yaptığını görecek. Her selam verene takılmayacaksın,
insanlarla arana mesafe koyacaksın.
Yazdıklarını anlamayanlara cevap vermeyeceksin,
entel olamadıklarına yansınlar, beni anlamayan cahil zavallılar.
Ciddi olacaksın.
Elit ve kalbur üstü, sıradanlıktan uzak, zamanının önde gideni olacaksın.
Şiir ciddi iştir arkadaş, yazdıklarının bütün haklarını koruma altına alacaksın.
Kolay değil sözlerin efendisi olmak.
O söz benim,bu söz onun diyenlere, sözleri ben doğurdum demek kolay değil.
Aforizmalar, manifestolar yazacaksın.
Diyalektik imgelem, materiyalizm ve faşizmi, anal lirik çiftleşimi bileceksin.
Yalamış ve yutmuş olacaksın.
Oral yalakalığın dimağına girmiş olacaksın.
Kolay değil.
Ruhları lirik bir dille sarhoş kılabilmelisin.
Zihinlere kelimelerle resim çizeceksin.
Şiir ciddi iştir,benim yaptığım gibi olmaz.
Sözlerin kölesine kimse tapmaz.
Biyografik kuleler, duvarlar öreceksin insanlığına.
Seni ulaşılmaz bir tanrı sanacaklar.
İşte o zaman en boktan sözlerini bile dua gibi ezberleyecekler.
Dilsizlerin ve körlerin tanrısı şaşı ve kekeme olsa da olur.
Hiç birşey mükemmel değil, senden ve şiirlerinden başka.
Sakın benim gibi yapma, ruhsuzlarla bedavaya paylaşma. Şiir ciddi iştir...
Benim gibi bir harf amelesine kimse varmaz.
yeniden çıkarken ömür yoluna
kalbimden başka neler almalıyım yanıma?
aşk için, hasret için sevilipte terkedilmek, sevmek için
ağrı-sancı-sızı
yaralar kanlar için
kırık düşler sarmak için
neler almalıyım yanıma?
bu sevdanın sonrasında
yalnızlıktan başka neler almalıyım yanıma?
gözyaşları için, keder için
soğuk akşamlar, yalnız üşüyen ten
için yeşil-mavi-kırmızı
solan renkler için
gökyüzümü onarmaya
neler almalıyım yanıma?
yeniden çıkarken ömür yoluna
geçmişimden başka neler almalıyım yanıma?
eskimiş şiirlerden, dinlenmiş şarkılardan başka
senin için, benim için
buğulu gözler, nemli dudaklar için
mendil-kağıt-kalem
vedalı mektuplar için
uykusuz rüyasız geceler için
neler almalıyım yanıma?
senin için, benim için
bizim için
yeniden çıkarken ömür yoluna
neler almalıyım yanıma?
söylediklerimiz
söylemek istediklerimiz
ya da söyleyemediklerimiz
su gibi berrak ve akıcı olabilirdi
oysa
canı yanmış hayvan böğürtüsü,
orta katlarda bir lağım borusu gürültüsü
ağzımızda sözler...
gecenin tatminsiz döşeğinde parçalıyor kelimeler
kalbimizin hesapsız söylemlerini
kadehlerin uğultusu sabaha şiir
öğlene tüketilmiş sancı
akşam kendine yabancı
ruhumuzun güncel başkalaşımı
söylediklerimiz
söylemek istediklerimiz
ya da söyleyemediklerimiz
bizi anlatan söz
bir şehrin uçurumunda
intiharı keşfedilmemiş
kalbimiz içimizde kokuşan leş
defnedilmemiş
dilimiz
güneş kadar aydınlık ve sıcak olabilirdi
oysa
karanlık ve derin bir mağara taşıyoruz ağzımızda
selam olsun yarasalara
ağaçların yapraklarıyla beraber
insanlar direnirken
zaman tarih olurken
sen nerdeydin diye sorarlar adama
bu aşk unutulurmu
kuşlarla göklerle beraber
gözlerimiz yaşarırken
yüreğimiz kanatılıp ellerimiz bağlanırken
sen nerdeydin diye sorarlar adama
bu aşk unutulurmu
ayyaş ordaydı
çapulcu ordaydı
bir sen yoktun
sen nerdeydin diye sorarlar adama
bu aşk unutulurmu
gökyüzünün
benim olan tarafında
güneş sancılı
ellibeş ceset duruyor
uykumun kenarında
taşların suya dokunduğu yerde
bıraktım rüyalarımı Cumeyra
tekneleri kefen rengi boyuyorum
yeni bir dil konuşuyorum
bizim oraların kumunu getiriyor rüzgár
kokunu alıyorum Cumeyra
çocukları yuttu deniz
tahta parçaları kaldı suyun üstünde ve bir bez bebek
dün bir kılıç balığını çektiler karaya
ben çok yakındım ağlamaya
bir göç sancısı bağrıma saplandı
gücüm yetmiyor çıkarmaya
ellerini özlüyorum Cumeyra
bir balıkçı bağışladı beni sana
ekmeğini bölüşüyor benimle
kalbini de
"denizden çıkardığım en güzel şeysin" diyor bana
Allah büyük Cumeyra
gökyüzünün
benim olan tarafında
güneş sancılı
kumsala oturuyorum
düşlediklerimiz burada da bizden uzak
beraber söylediğimiz mutlu şarkının nefesi soğuk
işte burada hayat böyle
azaldıkça azalıyorum
gözlerinden kuş sürüleri gönder
çoğalt beni Cumeyra
giderken verdiğin çöl çiçeği
unuttuğum cenneti hatırlatıyor
her kokladığımda
ellibeş ceset duruyor
uykumun kenarında
taşların suya dokunduğu yerde
bıraktım rüyalarımı Cumeyra
senin için dilediğim kanatları getirince rüzgár sana
durma uç göklerin sonuna kadar uç
bir ağacın külü bile olsam
bul beni
bul beni Cumeyra
ben bir aşkın kuluydum saki
üstesinden gelemedimse de yitirmedim kalbimi
hayat demeye dilim varmıyor
aşırı uçların ortasına
ayrılık "dramatize" edilmiş bir sorundur
kendini kabul ettirmiş bir kere
gözyaşı kalplerin eşitliği bir problem retoriği
içe dönüş bir türküde başlamalı aslında
ben bir aşkın kuluydum saki
soğanı romantikleştirmeli edebiyat tarihçileri
seyahat çantasında iki tencere değil,
hayatta iki kalp
soysuz sloganlarla özdeştiremiyorum ölümü
Читать дальше