Jack Mars - Görev Yemini

Здесь есть возможность читать онлайн «Jack Mars - Görev Yemini» — ознакомительный отрывок электронной книги совершенно бесплатно, а после прочтения отрывка купить полную версию. В некоторых случаях можно слушать аудио, скачать через торрент в формате fb2 и присутствует краткое содержание. Жанр: unrecognised, на турецком языке. Описание произведения, (предисловие) а так же отзывы посетителей доступны на портале библиотеки ЛибКат.

Görev Yemini: краткое содержание, описание и аннотация

Предлагаем к чтению аннотацию, описание, краткое содержание или предисловие (зависит от того, что написал сам автор книги «Görev Yemini»). Если вы не нашли необходимую информацию о книге — напишите в комментариях, мы постараемся отыскать её.

Bu sene okuduğum en iyi gerilimdi. Hikaye oldukça akıllıca yazılmış ve en başından beri okuyucuyu kendine bağlıyor. Yazar gelişmiş ve eğlenceli karakterler yaratmakta harika bir iş çıkarmış. Devamını okumak için sabırsızlanıyorum. Books and Movie Reviews, Roberto Mattos (re Her Yol Mübah) Biyolojik önlem laboratuvarlarından birinden biyolojik bir madde çalınır. Silah haline getirilmiş bir maddedir ve milyonlarca insanın hayatına mal olabilir. Umutsuzca görünen ulusal bir av başlar, çok geç olmadan teröristler yakalanmalıdır. Luke Stone FBI’ın seçkin departmanlarından birinin başıdır, kendi ailesi tehlike altında olmasına rağmen, bu işlerden uzaklaşmaya yemin etmesine rağmen, görev yeminini henüz yapmış başkanın çağrılarına sırtını dönemez. İşler şok edici bir yıkıma doğru gitmektedir, işin ucu başkana ve ailesine kadar uzanmış hayatlarını tehdit etmektedir. Başkan Hanım’ın gücü sınanmıştır, yeni rolünü üstlenirken en yakın danışmanlarını bile şoke edici bir gelişim göstermiştir. Yeni başkanın yanında olmak istemeyen danışmanlar Luke’u devre dışı bırakmak istemektedir ve böylece Luke’un takımı kendini tehlike içinde bulmuş, kendi kıt imkanlarıyla bir şeyler yapmaya çalışmıştır. İşler artık kişisel seviyededir. Ama Luke Stone teröristler ya da kendisi ölene kadar asla işin peşini bırakmaz. Luke, teröristlerin en büyük hedefinin onun sandığından bile çok daha değerli – ve çok daha korkutucu – olduğunu anlar. Ancak, kıyametten birkaç gün önce çoktan harekete geçilmiştir ve muhtemelen o bile işleri değiştiremeyecektir. GÖREV YEMİNİ, Luke Stone serisinin 2. kitabı, duraksız aksiyonuyla bir politik bir gerilim romanı, uluslararası olaylar zinciri, beklenmedik olaylarla gecenin geç saatlerine kadar sayfalarını heyecanla çevireceğiniz bir kitap. Luke Stone’un 3. kitabı da artık kitapçılarda.

Görev Yemini — читать онлайн ознакомительный отрывок

Ниже представлен текст книги, разбитый по страницам. Система сохранения места последней прочитанной страницы, позволяет с удобством читать онлайн бесплатно книгу «Görev Yemini», без необходимости каждый раз заново искать на чём Вы остановились. Поставьте закладку, и сможете в любой момент перейти на страницу, на которой закончили чтение.

Тёмная тема
Сбросить

Интервал:

Закладка:

Сделать

Kendisini gözetleyen kişiyi zihninde canlandırdı. İsmi Tom’du. Orta yaşlı, kilolu biriydi, onun boşandığını düşünüyordu. Gece yarısının sessizliğinde, bu büyük binada sadece ikisi vardı ve adamın onu izlemek dışında pek bir işi yoktu. Bunu düşündükçe ürküyordu.

Tüpü henüz dondurucudan çıkarmıştı. Dikkatlice biogüvenlik dolabına yaklaştı, normal şartlar altında tüpü açar ve içindekileri incelerdi.

Bu gece normal şartlar yoktu. Bu gece yıllar süren çalışmanın sonuçlarıydı. Amerikalıların deyimiyle Önemli Maç bu gece oynanacaktı.

Gece bekçisi Tom dahil, laboratuvardaki bütün iş arkadaşları onun isminin Aabha Rushdie olduğunu sanıyordu.

Hakikat bambaşkaydı.

Onun, Delhi'de zengin bir ilenin kızı olduğunu ve o genç bir kızken Londra'ya taşındığını sanıyorlardı. Gülünç. Böyle bir şey hiç olmamıştı.

Mikrobiyoloji dalında doktorası olduğunu ve King's College, Londra'da geniş çaplı bir BGS-4 eğitimi aldığını sanıyorlardı.

Elindeki tüpün içinde, son yıllarda Afrika'da büyük yıkım yaratan, dondurulmuş halde Ebola virüsü numunesi vardı. Sadece maymundan veya bir yarasadan veya bir insandan alınan bir örnek olsaydı... bu bile idare etmesi oldukça zor bir şey olurdu. Ama, hikayenin devamı vardı.

Duvardaki dijital saate baktı. Akşamüstü 8:54. Bir dakika kalmıştı. Kısacık bir oyalanma yetecekti.

“Tom?” dedi.

“Evet?” diye bir ses geldi.

“Dün akşam televizyonda Başkan'ı izledin mi?”

“İzledim.”

Aabha gülümsedi. “Ne düşünüyorsun?”

“Düşünmek? Sanıyorum ki sorunumuz var.”

“Gerçekten mi? Ben onu çok beğeniyorum. Benim ülkemde...”

Laboratuvar ışıkları herhangi bir uyarı vermeden gitti—yanıp sönmediler veya herhangi bir ses çıkarmadılar. Aabha birkaç saniyeliğine zifiri karanlıkta kaldı. Arka planda sürekli olarak çalışan laboratuvar havalandırması ve elektronik ekipmanın çıkardığı ses durmuştu. Sonuz bir sessizlik gelmişti.

Aabha doğru bir tonlama vermeye çalışarak seslendi.

“Tom? Tom?”

“Tamam, Aabha, sakin ol. Dayan. Deniyorum...Orada neler oluyor? Kameralar gitti.”

“Bilmiyorum. Sadece...”

Bir grup sarı renk acil durum ışık yandı, fanlar tekrar çalışmaya başladı. Düşük ışık bütün laboratuvarı ürkütücü ve karanlık bir yer haline çevirdi. Yarı karanlık içinde parlayan kırmızı çıkış ışıkları dışında her şey olabildiğince loş gözüküyordu.

“Wow” dedi. “Biraz korktum ama iyiyim. Çıkış ışıkları yanıyor. Onları takip etsem?”

“Olabilir. Ama bütün güvenlik protokollerini takip etmen gerekir, karanlık bile olsa. Kıyafet için kimyasal duş, ve senin de normal. Veya, bunları yapabileceğini düşünmüyorsan ben bizden birini içeri yollayana kadar ya da elektrikler gelene kadar beklemen gerekir.”

Sesinde birazcık titreme oldu. “Tom, hortumdan hava gelmedi. Eğer tekrar giderse... Burada havasız kalmak istediğimi düşünmüyorum diyelim. Protokolleri gözlerim kapalı takip edebilirim. Ama buradan derhal çıkmalıyım.”

“Pekala. Bütün prosedürü harfi harfine takip etmelisin ama. Sana güveniyorum. Ama buradaki ışıklar tamamen gitmiş durumda. Çıkış yolun boyunca her yer karanlık gibi gözüküyor. Hava kilidi bir anlığına gitti ama biraz önce geri geldi. En iyisi seni oradan doğru çıkarmak olur. Hava kilidinden geçtikten sonra sorun yaşayacağını sanmıyorum. Geçince haber ver, tamam? Enerjiyi korumak için burayı tekrar kapatacağım.”

“Tamam,” dedi.

Karanlığın içinde, hava kilidinin olduğu çıkış kapısına doğru ilerleri. İçinde Ebola olan tüp hala eldivenli sağ elindeydi. Bütün prosedürleri bitirmek yirmi-otuz dakika tutacaktı. Ama şu an bunlarla uğraşmayacak, buradan çıkışa kadar bazı noktalarda kestirmeleri kullanacaktı. Şimdiye kadar görülmüş en hızlı çıkış olacaktı.

Tom hala onunla konuşuyordu. “Ayrıca, çıkmadan bütün alet ve malzemeleri güvenliğe aldığından emin ol. Tehlikeli şeylerin ortalıkta kalmasını istemeyiz.”

İlk kapıyı açtı ve geçti. Tam kapanıyordu ki onun sesini tekrar duydu.

“Aabha?” dedi.

*

Aabha üstü açık bir BMW Z4 kullanıyordu.

Ilık bir akşamdı ve saçlarında rüzgarı hissetmek istiyordu. Galveston'daki son gecesiydi. Aabha olarak son gecesiydi. Görevini, beş yıl süren bir gizlilikten sonra tamamlamıştı, hayatının bu kısım sona ermişti.

Bir kimliği kıyafetler gibi çıkarıp atmak harika bir duyguydu. Özgürlük buydu, mutluluk buydu. Bir televizyon reklamında başrol oynuyormuş gibi hissetti.

Çalışkan ve ciddi Aabha'dan uzun zaman sıkılmıştı. Bir daha ki sefere kim olabilirdi? Heyecan verici bir soruydu.

Marinaya giden yol sadece birkaç kilometrelik kısa bir yoldu. Anayoldan çıktı ve otoparka girdi. Bagajdan el çantasını ve diğer eşyalarını aldı ve anahtarları torpido gözüne koydu. Bir sat içerisinde kendisine çok benzeyen ve daha önce hiç görmediği bir kadın arabaya bindi ve gitti. Sabaha kadar 350 kilometre kadar uzaklara gidebilirdi.

Bu arabayı o kadar seviyordu ki ayrılmak onu üzdü.

Ama araba neydi ki? Birbirine kaynaklanmış, vidalanmış ve bağlanmış bir sürü parçadan fazlası değildi. Aslında soyut bir şey.

Marina boyunca yüksek topuklu ayakkabılarıyla yürüdü. Ayakkabıları, yerdeki fayanslara her basışında ses çıkarıyordu. Yüzme havuzunun yanından geçti, bu saatte kapalıydı ama yine de dünya dışı bir ışıkla alttan aydınlatılmıştı. Çatıları sazlarla kaplı kamelyaların rüzgardan hışırdadı. Marinadaki ilk iskeleye doğru bir rampadan öndü.

Buradan, Bizans tarzında birbirine bağlantıları olan iskele kollarından çok uzakta duran bir teknenin gecenin karanlığını bozduğunu görebiliyordu. Bu tekne 250-foot uzunluğunda, okyanuslar aşabilen bir yattı ve marinaya çekebilmek için fazla büyüktü. İçinde diskosu, havuzu, jakuzili spor salonu, dört kişilik bir helikopteri ve rampası olan yüzen bir oteldi. Modern bir krala yakışır bir kaleydi.

Burada onu küçük bir tekne bekliyordu. Bir adam, onu tekneye alabilmek için elini uzattı. Önce arkadaki boşluğa sonra kokpite aldı. Adam halatları çözüp iterken Aabha arkada oturmuştu.

Bu küçük hız teknesiyle yata yaklaşmak, küçük bir uzay gemisiyle devasa bir yıldız destroyerine yaklaşmak gibiydi. İskeleye bile çekilemiyordu. Hız teknesi yatın arkasına doğru yaklaştı ve başka bir adam kadının beş katlı bir merdiven doğru güverteye çıkmasına yardım etti. Bu adam kötü şöhretli asistan, İsmail'di.

Aabha biner binmez, adam “Malzemeyi aldın mı?” diye sordu.

Yapmacık bir şekilde sırıttı. “Selam Aabha, nasılsın?” dedi. “Seni görmek güzel. Hasarsız bir şekilde kaçabildiğin için mutluyum.”

Eliyle bir çark çeviriyormuş gibi hareketler yaptı. Hadi, hadi. “Selam Aabha. Her ne dediysen. Malzemeyi aldın mı?”

Çantasına uzandı ve içi Ebola'yla dolu tüpü çıkardı. Bir anlığına tüpü okyanusa fırlatmak gibi komik bir dürtü hissetti. Bunun yerine tüpü adama doğru tuttu.

“Şu küçücük şey,” dedi. “İnanılmaz.”

“Bu tüpe hayatımın beş yılını verdim,” dedi Aabha.

İsmail gülümsedi. “Ama şu da var; bundan yüz yıl sonra bile insanlar Aabha isimli kahraman bir kız için şarkılar söylüyor olacak.”

Tüpü almak için elini uzattı.

“Ona ben veririm,” dedi Aabha.

İsmail omzunu silkti. “Nasıl istersen.”

Yeşil ışıklarla aydınlatılmış merdivenlerden doğru çıktı ve ana kabine cam kapısından doğru girdi. Bu kocaman kabinin içindeki bir duvar boyunca dev bir bar, diğer duvar boyunca da masalar ve ortasında da dans pisti. Patronu burayı eğlenmek için kullanıyordu. Aabha daha önce burada bulunmuştu; Berlin’deki bir gece kulübü gibiydi—sadece ayakta durulacak yer vardı, müzik duvarları sallayacak kadar açıktı ve her yerde ışıklar vardı, dans pistinin üzerinde hınca hınç dans ediliyordu. Şimdi ise burası sessiz ve boştu.

Читать дальше
Тёмная тема
Сбросить

Интервал:

Закладка:

Сделать

Похожие книги на «Görev Yemini»

Представляем Вашему вниманию похожие книги на «Görev Yemini» списком для выбора. Мы отобрали схожую по названию и смыслу литературу в надежде предоставить читателям больше вариантов отыскать новые, интересные, ещё непрочитанные произведения.


Отзывы о книге «Görev Yemini»

Обсуждение, отзывы о книге «Görev Yemini» и просто собственные мнения читателей. Оставьте ваши комментарии, напишите, что Вы думаете о произведении, его смысле или главных героях. Укажите что конкретно понравилось, а что нет, и почему Вы так считаете.

x