2. Arabadan inerken kapıyı açan, yemeğe
gittiğimizde sandalyemi tutan.
3. Pahalı bir restorana götürecek kadar parası
olan
4. Konuşmaktan çok dinleyen
5. Fıkra anlatışımda katıla katıla gülen
6. Alışverişte paketlerimin hepsini zahmetsiz
taşıyacak kadar gücü kuvveti yerinde olan
7. En az 1 kravata sahip
8. Yaptığım yemekleri beğenen
9. Doğum günü ve yıldönümlerini unutmayan
10. Haftada en! az 1 kez romantik olabilen
İdeal erkeğim nasıl biri... (Tekrar gözden geçirilmiş liste- Yaş 42)
1. Çok da çirkin değil - Tamam kel olabilir
2. Ben binmeden arabayı hareket ettirmeyen.
3. İşinde disiplinli - Fırsat oldukça aksam
yemeğine götüren.
4. Beni dinlerken başını sallayan.
5. Anlattığım fıkraların can alıcı yerlerini
hatırlayan
6. Evdeki eşyaların yerini değiştirmeme yardim
edecek kadar gücü kuvveti yerinde
7. Göbeğini kamufle edecek şekilde kıyafet seçen
8. Klozetin kapağını indirmeyi unutmayan
9. Çoğu hafta sonu tras olan
İdeal erkeğim nasıl biri... (Tekrar gözden geçirilmiş liste- Yaş 52)
1. Burun ve kulağının içindeki kıllar fazla uzun
olmayan.
2. Topluluk içinde gaz çıkarmayan
3. Para isteme alışkanlığı edinmemiş
4. Ben bir şey anlatırken uyuyakalmayan
5. Hafta sonları poposunu koltuktan kaldıracak
kadar gücü kuvveti yerinde
6. Ayağındaki 2 çorap ayni renk olan ve temiz
giyinen
7. TV karşısında akşam yemeğinden hoşlanan
8. Adimi unutmayan
9. Bazen tıraş olan
İdeal erkeğim nasıl biri... (Tekrar gözden geçirilmiş liste - Yaş 72)
1. Küçük çocukları ürkütmeyen
2. Banyonun nerede olduğunu hatırlayan
3. Bakımı fazla masraflı olmayan
4. Mümkün olduğu kadar gürültüsüz horlayan.
5. Neye güldüğünü birden unutmayan
6. Yardım almadan ayağa kalkabilecek kadar gücü
kuvveti yerinde
7. Giyinen
8. Lapa yiyeceklerden hoşlanan
9. Dişlerini nereye koyduğunu unutmayan
10. En son ne zamandı, hatırlayan
İdeal erkeğim nasıl biri... (Son kez gözden geçirilmiş liste – Yaş 82)
1. Nefes Alan!!!
Bugüne kadar hep kadın kuralları duydunuz, alın size şimdi de erkek kuralları:
1 - Tuvalet kapağı konusu artık netleşmeli. Bize yukarıda lazım, size aşağıda. Yukarıda bulursanız aşağıya indirin. Söylenmenize gerek yok. Biz aşağıda bulunca söyleniyor muyuz ?
2 - Pazar günü maça gidilir. Bu ibadet gibi bir şeydir. Artık kabullenin.
3 - Alışveriş asla bir spor değildir ve olmayacaktır.
4- Ne istiyorsanız açık isteyin. Gizli imalar, ya da açık imalar tarafımızdan asla anlaşılmaz. Sadece ne istiyorsanız onu söyleyin. O zaman anlarız.
5 - Her türlü sorumuzu mümkün olduğunca "evet" ya da "hayır" la cevaplayın.
6 - Bir sorununuzu çözmek istediğinizde bize gelin. Biz bunun için varız, empati yapamayız. Bu bayanlar içindir.
7 - 17 aydır süren baş ağrısı bir problemdir. Artık doktora gidin.
8 - 6 Ay önce bir tartışmada söylediğimiz şeyler geçersizdir. Daha doğrusu söylediğimiz ve 7 günü geçen her şey geçersizdir. Aleyhimizde kullanılamaz.
9- Şişman olduğunuzu düşünüyorsanız muhtemelen öyledir, bize sormanıza gerek yok.
10 - Bizden bir şey yapmamızı isteyin. Ya da nasıl yapmamız gerektiğini söyleyin. Ama ikisini birden yapmayın. Nasıl yapıldığını biliyorsanız kendiniz yapın.
11 - Kristof Kolomb'un yön bilmesine ihtiyaç yoktu. Bizim de yok.
12 - Bütün erkekler aynı default windows ayarı gibi sadece 16 renk görür. Örneğin şeftali ya da portakal bizim için birer meyvedir renk değildir.
13 - Biz size "neyin var" dediğimizde, "hiçbir şey yok" diyorsanız hiçbir şeyiniz yoktur. Yalan söylediğinizi biliriz ama kurcalayınca nasılsa altından hayrımıza bir şey çıkmaz.
14 - Bir yere giderken üstüne ne giyersen giy, hiç fark etmez. Gerçekten. Sormana gerek yok.
15 - Eğer futboldan, otomobillerden anlanmıyorsan ne düşünüyor diye sorup durma .
16 - Kesinlikle yeterince elbisen var.
17 - Kesinlikle yeterince ayakkabın var.
18 - Tabii ki bir şeklim var.
19 - Tamam bu gece koltuktayım ama hiç sorun değil. Biz bunu kamp yapıyor gibi algılarız.
Cesaretin bittiği yerde...
Bir Hint masalına göre, kedi korkusundan devamlı endişe içinde yasayan bir fare vardır. Büyücünün biri fareye acır ve onu bir kediye dönüştürür.
Fare, kedi olmaktan son derece mutlu olacağı yerde bu kez de köpekten korkmaya başlar. Büyücü bu kez onu bir kaplana dönüştürür. Kaplan olan fare, sevineceği yerde avcıdan korkmaya başlar. Büyücü bakar ki, ne yaparsa yapsın farenin korkusunu yenmeye imkan yok. Onu eski haline döndürür.
Ve der ki: “Sen cesaretsiz ve korkak birisin. Sende sadece bir farenin yüreği var. O yüzden ben sana yardım edemem.”
Ünlü yazar Shakespeare, bu konuda şöyle diyor:
“İnsanların çoğu kaybetmekten korktuğu için sevmekten korkuyor.. Düşünmekten korkuyor, sorumluluk getireceği için.
Konuşmaktan korkuyor, eleştirilmekten korktuğu için.
Yaşlanmaktan korkuyor, gençliğin kıymetini bilmediği için.
Unutulmaktan korkuyor, dünyaya iyi bir şey vermediği için.
Ve ölmekten korkuyor, aslında yaşamayı bilmediği için...”
Kaynak: Cevdet Kılıç – Bilgelik Hikayeleri
Erzurumlu harmanını kaldırmış, ekinini kurutuyormuş. Öğleden sonra gökyüzü kararmaya başlamış. “Allah'ım, ne olursun ekinim kurumadan yağmurunu yağdırma! Allah'ım lütfen, birkaç gün yağdırma, ne olur” demiş.
Ekini kurudu kuruyacak, akşam üzeri, son yarım saatte bir yağmur bir boran, tüm ekini çürümüş. O hırsla eve gelmiş, bir de bakmış ki eşeği de yıldırım çarpmış. Bu olay Erzurumlunun içine oturmuş ama bir şey de yapamamış.
Zaman geçmiş, Ramazan ayı gelmiş. İlk gün niyetlenmiş Erzurumlu. Tam iftara yarım saat kala bir sigara çıkartıp yakmış ilk nefesini şöyle bir güzelce çekmiş ve gökyüzüne bakarak üflemiş.
“Nasıl, illet oluyorsun şimdi değil mi?” demiş ve eklemiş: "Ölen eşeği de kurbana saymazsam şerefsizim."
Şapka satarak geçinen bir adamın yolu bir gün bir ormana düşmüş. Adam biraz yürüdükten sonra sıcaktan ve yorgunluktan bunalmış, bir ağacın altına oturmuş. Şapkalarla dolu sepetini de yere koymuş ve uykuya dalmış. Birkaç saat sonra adam tuhaf sesler duyarak uyanmış. Bir de bakmış ki yanındaki sepet bomboş. Şapkalar gitmiş. Kafasını kaldırıp ağaca bakmış ki, ağacın dallarında bir sürü maymun, her birinin kafasında adamın şapkaları...
Adam düşünmeye başlamış: "Ben şimdi ne yapıcam, şapkaları bu maymunlardan nasıl geri alacam?"
Düşünceli bir şekilde kafasını kaşırken bakmış ki, maymunlar da adamın taklidini yapıyorlar, kafalarını kaşıyorlar. Adam ellerini havaya kaldırmış, maymunlar da... Derken adam ne yapacağını bulmuş, kendi kafasındaki şapkayı çıkarıp yere atmış, maymunlar da... Adam böylece bütün şapkaları geri almış, sepetine koyup yoluna devam etmiş.
Aradan 50 yıl geçmiş... Artık adamın bir torunu varmış, o da dedesi gibi şapka satıcısı olmuş. Günlerden bir gün onun da yolu aynı ormana düşmüş. Hava yine çok sıcakmış ve genç adam bir ağacın altına oturmuş, şapkalarla dolu sepetini yanına koymuş ve uykuya dalmış... Bir saat sonra uyanmış, bir de bakmış ki sepetin içinde şapkalar yok... Derken tuhaf sesler duymuş, bir de kafasını kaldırmış ki ağacın üstünde bir sürü maymun, hepsinin kafasında birer şapka. Düşünmüş... "Dedem yıllar önce bana bir hikâye anlatmıştı... Ne yapacağımı çok iyi biliyorum..."
Читать дальше