Amy Blankenship - Zamanın Kalbi

Здесь есть возможность читать онлайн «Amy Blankenship - Zamanın Kalbi» — ознакомительный отрывок электронной книги совершенно бесплатно, а после прочтения отрывка купить полную версию. В некоторых случаях можно слушать аудио, скачать через торрент в формате fb2 и присутствует краткое содержание. ISBN: , Жанр: Фэнтези любовные романы, foreign_contemporary, на турецком языке. Описание произведения, (предисловие) а так же отзывы посетителей доступны на портале библиотеки ЛибКат.

Zamanın Kalbi: краткое содержание, описание и аннотация

Предлагаем к чтению аннотацию, описание, краткое содержание или предисловие (зависит от того, что написал сам автор книги «Zamanın Kalbi»). Если вы не нашли необходимую информацию о книге — напишите в комментариях, мы постараемся отыскать её.

Zamanın Kalbi — читать онлайн ознакомительный отрывок

Ниже представлен текст книги, разбитый по страницам. Система сохранения места последней прочитанной страницы, позволяет с удобством читать онлайн бесплатно книгу «Zamanın Kalbi», без необходимости каждый раз заново искать на чём Вы остановились. Поставьте закладку, и сможете в любой момент перейти на страницу, на которой закончили чтение.

Тёмная тема
Сбросить

Интервал:

Закладка:

Сделать

Kotaro, bu koridora birçok kişinin girmesine bile izin verilmediğinden çok özel biri olması gerektiğini düşünerek son kapıya yürüdü ve bunun tüm kampüsteki en iyi oda olması gerektiğini biliyordu. Odanın ön tarafına doğru adım attı ve kız ile genç arkadaşının ona yetişmelerini bekledi.

Kotaro sırıttı, kız gergindi. Bunu koklayabiliyordu. Heyecanlı, zümrüt yeşili gözlerine baktı ve kalbinin şimdiden bocaladığını hissetti ama şimdilik kendisine söyleneni yapacaktı.

Elini yukarı kaldırdı. “Şimdi ayrılıyorum ama bir şeye ihtiyacınız olursa…” ona odanın anahtarını uzatarak kızarmasına neden olan bir bakış attı, aslında cesurca reverans yapıp ardından iki adama kendisini takip etmelerini eliyle işaret etti.

Kyoko ve Tama kalkık kaşlarıyla, dönüp gözden kayboluncaya dek onları izlediler, sonra Kyoko tekrar kapıya baktı ve güçlükle soludu. Tam orada, kapının üzerinde, altın harflerle Kyoko Hogo yazan bir isim levhası vardı.

Tama kıs kıs gülerek kardeşine hafifçe vurdu. “Biliyorsun… böyle yaparak sinekleri avlayabilirsin.”

Kyoko daha önce kendisine verdiği puanı zihninden silerken gözlerini devirdi.

Anahtarı alarak kilidi, ardından çekingen bir şekilde içeriyi gözetleyerek kapıyı açtı.

Tama’nın gözleri faltaşı gibi açılıp onun önüne geçerek ilerledi. “Olamaz! Bu oda neredeyse bizim evin tamamı kadar büyük.” Hayret dolu sesi, sessizlikte yankılandı. “Bu kısımda korkunç bir depo- dans kulübü açabilirsin.”

Kyoko “yani, zindanımı sevdin mi?” diye sorarak puanı ait olduğu yere geri koydu.

*****

Kyoko, Tama’ya teşekkür edip onu yoluna gönderdikten iki saat sonra banyoda eşyalarını raflara yerleştiriyordu. Beş kişinin girebileceği kadar büyük olan küvete tekrar baktı.

Homurdanarak küçük kardeşinin sözlerini taklit etti “Olamaz!”

Hepsinin bir hata olup olmadığını yeniden düşünürken, ensesine değen saçları hissedebiliyordu. Kendi kendine “evet” diye fısıldadı. Her an birisi ortaya çıkıp, eşyalarını toplamasını söyleyebilirdi. Yalnızca yanlış odada bulunuyor olması gerektiğini biliyordu.

Kyoko dışarı çıktı ve odaya bakındı. Yatak bugüne kadar gördüğü en büyük yataktı ve toplanmış kabarık yorgan ve diğer her şeyle şimdiden tamamlanmıştı. Oda, sert tüylü halı ve yatağı tamamlayan yumuşak mor ve mavilerle güzeldi. Oraya buraya koyu kırmızı serpiştirilmişti ve içinde kaybolacak kadar büyük bir gömme dolap vardı.

Her şeyin siyah ve altın sarısı olduğu, bir insanın isteyebileceği her şeyle donatılmış oturma odasına adım attı. Mutfağı zaten kontrol etmişti. Tamamen stoklanmıştı. Kyoko milyonuncu kez başını salladı. “Olamaz.” Şimdi ne yapacağını düşünerek alt dudağını kemirdi. Cumartesi sabahıydı ve dersler pazartesine kadar başlamayacaktı.

Kendi kendine “evet bütün gün burada saklanamam” diye mırıldandı.

Kyoko, olmaması gereken bir yerde sinsice dolaşıyormuş gibi hissederek kapıya yöneldi ve başını koridora uzattı. Kimsenin olmadığını görerek dışarı çıktı ve kapıyı arkasından kapattı, sonra sessizce aşağı inen merdivenlere yürüdü.

Yine izlendiğini hissetti ve iliklerine kadar ürperdi ama dönüp bakmaya cesaret edemeden yürümeye devam etti.

Kyou, ‘beni hissedebiliyor’ diye düşündü. Belki güçleri korktuğu kadar derine gömülmemişti. Odasından ayrıldığı anı biliyordu ve arkasında bıraktığı kokuyu içine çekti… tadını çıkararak.

Kokusunun hatırası diğer hatıraları da tazelemiş gibi görünüyordu. “Rahibe, yakında güçlerini tekrar açığa çıkaracağız. Onları saklamayı tercih edebilirsin… ama uzun süre değil.” Koridordaki duvara dayandı, altın rengi gözleri, kız gözden kaybolana kadar onu izledi.

*****

Kyoko kendisini tekrar zemin katta bulduğunda biraz daha kolay nefes alabiliyordu. Etrafta şimdi kendi yaşında insanların olduğunu fark etti. Kyoko içini çekip yukarıdaki son tuhaflığı da silkeleyip atarak bir an daha düşüncelere boğulmuş bir şekilde orada dikildi.

Hislerinin böyle baskı yapmasına dayanamıyordu. Bazen hiçbir şey hissedememeyi diliyordu. Binanın geniş zeminine gözlerini dikerken bunları aklından uzaklaştırdı. Yalnızca bir saniye önce hissettiği tuhaf heyecanı düşünerek “bunun için bir açma-kapama düğmesine ihtiyacım var” diye mırıldandı.

Kütüphaneye bir bakış atıp ardından çabucak diğer tarafa döndü ve ilk önce bölgeyi daha fazla tanımak istediğine karar verdi. Bir şeyleri keşfetmek hatırlayabildiği kadar eskiden beri kendisi için bir alışkanlık olmuştu ve böyle kalmasını istiyordu. Son iki yılda her türlü dövüş sanatını ele almıştı ve bunun esnek vücuduna verdiği hareket özgürlüğünü seviyordu.

Dinlenme odalarına geçtiğinde, orada birçok farklı çalışma alanı olduğunu fark etti. En büyük spor salonlarından birini camdan görebiliyordu. Orada durup bir süre onları izlemekten kendini alamadı. İki kişi kılıçlarla dövüşüyormuş gibi görünüyordu. Metalin metale çarpma sesini duyunca bir kaşını kaldırdı. Odaya daha da yaklaşıp dinleyerek dikkatle baktı.

"Dikkatini vermiyorsun Suki." Siyah giyimli olanı diğerini bertaraf ederek gülüp poposuna vururken alay edermiş gibi bir sesle konuştu.

Koruyucu giysiler giydikleri için Kyoko ikisinin de yüzünü göremiyordu.

“Shinbe!” diye çok öfkeli, fakat bir kadına ait olan bir ses çıktı. Sonra uyarmadan ileriye atıldı ve daha ziyade tokat atarmış gibi, eskrim kılıcıyla adamın başına vurdu, ardından başındaki kalkanı çekip çıkardı.

Kız adama doğru yürüyüp tek kaşını kaldırarak adamın göğsünü parmağıyla sertçe ittiği sırada uzun kahverengi saçlarının açılıp sırtına dökülmesi Kyoko’yu şaşırtmıştı. “Böyle serserilik yaptığında ciddi dövüşmekte zorlanıyorum.”

Shinbe sırıtarak başındaki kalkanı çıkardı. Teslim oluyormuş gibi iki elini havaya kaldırıp geri çekildi. “Üzgünüm Suki, ama oradaydı… ve onu korumuyordun.” Teninde karıncalanma dalgalarının yayıldığını hissederek kaşlarını çattı ve yavaşça dönerek ametist bakışlarını kapının ağzında dikilen kıza çevirdi, “Hım, bir ziyaretçimiz var gibi görünüyor.”

Читать дальше
Тёмная тема
Сбросить

Интервал:

Закладка:

Сделать

Похожие книги на «Zamanın Kalbi»

Представляем Вашему вниманию похожие книги на «Zamanın Kalbi» списком для выбора. Мы отобрали схожую по названию и смыслу литературу в надежде предоставить читателям больше вариантов отыскать новые, интересные, ещё непрочитанные произведения.


Отзывы о книге «Zamanın Kalbi»

Обсуждение, отзывы о книге «Zamanın Kalbi» и просто собственные мнения читателей. Оставьте ваши комментарии, напишите, что Вы думаете о произведении, его смысле или главных героях. Укажите что конкретно понравилось, а что нет, и почему Вы так считаете.

x