Amy Blankenship - Zamanın Kalbi

Здесь есть возможность читать онлайн «Amy Blankenship - Zamanın Kalbi» — ознакомительный отрывок электронной книги совершенно бесплатно, а после прочтения отрывка купить полную версию. В некоторых случаях можно слушать аудио, скачать через торрент в формате fb2 и присутствует краткое содержание. ISBN: , Жанр: Фэнтези любовные романы, foreign_contemporary, на турецком языке. Описание произведения, (предисловие) а так же отзывы посетителей доступны на портале библиотеки ЛибКат.

Zamanın Kalbi: краткое содержание, описание и аннотация

Предлагаем к чтению аннотацию, описание, краткое содержание или предисловие (зависит от того, что написал сам автор книги «Zamanın Kalbi»). Если вы не нашли необходимую информацию о книге — напишите в комментариях, мы постараемся отыскать её.

Zamanın Kalbi — читать онлайн ознакомительный отрывок

Ниже представлен текст книги, разбитый по страницам. Система сохранения места последней прочитанной страницы, позволяет с удобством читать онлайн бесплатно книгу «Zamanın Kalbi», без необходимости каждый раз заново искать на чём Вы остановились. Поставьте закладку, и сможете в любой момент перейти на страницу, на которой закончили чтение.

Тёмная тема
Сбросить

Интервал:

Закладка:

Сделать

Tama biraz utanmış hissederek sırıttı. “Elbette Kyoko, nihayet senden bir süreliğine kurtuluyorum, bu yeterli karşılık olur.” Başını eğerek savuştu ve gülmekten ölerek bir süre ondan kaçmaya çalıştı.

Kyoko onu kovalamaya başladı, ama üzerinde bazı gözler hissederek yolun ortasında durdu.

Rüzgar, kestane rengi saçlarını yüzünden uzaklaştırırken, kimin gözlerinin üzerinde olduğunu merak ederek binaya baktı ama daha fazlasını göremedi. Son birkaç yıldır tuhaf şeyleri hissedebiliyordu ve orada birinin olduğunu… onu izlediğini, şüphe götürmez biçimde biliyordu. Neredeyse ona dokunduklarını hissediyordu.

Yukarıdaki pencerede bir hareket gördüğünü düşündü, ama daha yakından inceleyince boş olduğuna karar verdi. Kyoko bu garip hissin yok olduğunu fark ederek iç geçirdi. Hayal kırıklığının kaybolmasını beklerken yumuşak bir şekilde alt dudağını ısırdı. Boş vererek en sonunda kapıdan içeri giren Tama’ya yetişti. İkisi de etrafa bakınırken donup kaldı.

Yukarıya doğru bakarken "bu yer bir harika,” diye fısıldadı Tama, ardından ciddi bir sesle ekledi. “Bu haritayı saklamak isteyebilirsin… eğer seni tanıyorsam burada kaybolacaksın.”

Kyoko’nun gözleri ana salonun içinde dolaşırken, onu duymuyormuş gibiydi. İçinde bulundukları oda, diğer katlara doğru spiral bir biçimde kıvrılan merdivenleriyle en az üç katlı bir bina uzunluğundaydı. Bir tarafta büyük bir kütüphane varken diğer taraf dinlenme alanına benziyor ve ortasındaki yüksek tonozlu tavanda asılı devasa bir avize bulunuyordu.

“Bunun düştüğünü görmek gerçekten hiç hoşuma gitmezdi” diye havayı işaret ederek başıyla onayladı.

Konforlu mobilyaları olan oturma alanları aşağıdaydı. Sabahın çok erken bir saati olsa da şimdiden kalkmış olan öğrenciler oradaydı ve bir takım işlerle meşguldüler. Burada mümkün olduğu kadar erken bulunmak istiyordu ve saat şu an sabahın 7:30’uydu. Nereye gitmesi gerektiğini merak ederek hızlıca kağıda göz gezdirdi.

Sızlanarak omzunun üstünden Tama’ya bakıp önlerindeki spiral merdivenleri işaret etti. Kyoko, aslında taşındığından dört tane valizi vardı ve çok ağırdılar.

Tama’nın suratı asıldı. “Şaka yapıyor olmalısın.” En büyük valizin sapını, bu sefer tekerleklerin bu kez işe yaramayacağını bilerek bıraktı. “Bağıra bağıra ağlardım ama 12 yaşındayım.”

Kız kararlılıkla omuzlarını kaldırdı.

Arkalarından bir erkek sesi, “Siz Bayan Kyoko Hogo musunuz?” diye sorduğunda Kyoko irkildi.

Aniden dönerek, “Evet” dedi.

Çok yakışıklı bir adamla yüz yüze geldiğinde gözleri büyüdü. Korkutucu buz mavisi gözleri ve at kuyruğu şeklinde toplanmış uzun koyu renk saçları vardı. Korku dolu bir saygıyla bakarken, tuhaf bir rüzgarın yüzünü okşadığını hissetti. Yumuşak saçlarının uçları, bu rüzgarın çarptığı yüzünü gıdıkladı.

Adam ona çok çekici bir gülüş sunuyordu. Sonra onu şaşkınlığa düşürerek parmaklarını şıklattı ve iki adam hiç yoktan ortaya çıkarak çantalarını alıp onlarla beraber yukarı çıktılar. Onları izlerken Kyoko’nun gözleri büyüdü, ama bir şey diyemeden önce diğer adam ellerini kendisininkilerin içine aldı ve dudaklarına götürerek ona prenslere yakışır bir şekilde bir öpücük verdi.

"Benim adım Kotaro ve sizin gibi çekici birinin çok ağır bir şey taşımak zorunda kaldığını görmek istemiyorum. Şimdi, beni takip ederseniz, size kalacağınız yeri göstereceğim.” Kotaro elini, kendi elinin içinde tutarak özgüvenle döndü ve merdivenleri çıkmaya başladı.

Adamın parmakları ve kolundaki ani ısınma vücuduna yayılmaya başlamış gibi duruyordu… koruyucu kanını uyandırarak. Bu saklaması gereken bir sırdı. Kotaro, sabırla beklediği kişinin o olduğunu bilerek kızın elini hafifçe sıktı. Odaya girdiği anda bunu hissetmişti.

Kyoko kendi kendine ‘Tanrı beni centilmen erkeklerden korusun. Neyin içine düştüm böyle?’ diye düşünerek nazikçe kaşını kaldırdı.

Dönüp, ağzı açık orada dikilen Tama’ya omuz silkti. Kyoko başını yana eğdi ve bir kaşını kaldırdı. “Tama dikkatli ol, böyle durursan sinekleri avlayabilirsin.” Sonra o toparlanamadan döndü ve sadece Kotaro olarak tanıdığı adamın esnek biçimini takip etti.

Gizlice, kendisi ve Tama’nın puanlarını tuttuğu hayali yazı tahtasına zihninden tebeşirle yazdı. Merdivenlerden yukarı çıkarlarken burnundan soluduğunu duydu ve artık oyunu kazandığını biliyordu.

Merdivenlerden inen başka bir genç çocuğun yanından geçtiler ve çocuk geçerken bakmadı bile, Kyoko kalbinden bir şeyin hızla geçip gittiğini hissederek nefesi kesildi. Çocuk neredeyse yavaş hareketlerle geçerken bütün sesler kayboldu. Sonra kalbi bir atışlık tekleyip ardından hızlanınca her şey normale döndü.

Teninden, bir şeyi özlüyormuş gibi… veya daha ziyade bir şeyi kaybetmiş ve korkunç şekilde özlüyormuş gibi bir rahatsızlık hissi geçti. Bu garip tepkiden kurtulmayı çalışırak, bilmemesinin daha iyi olduğunu düşünüp yanından geçip gidenin kim olduğuna bile bakmadı.

Tama, Kyoko’nun zihninden homurdanmasını neden olacak şekilde, “Evet, en azından burada ağzının suyunu akıtmak için yeterince erkek var” diye fısıldadı.

Merdivenlerin başında, iki tarafında da birçok kapı bulunan uzun bir koridora doğru Kotaro’yu takip ederek döndü. Bunların yatakhane kapıları olduğunu varsayıyordu ama adam ne yavaşladı ne de herhangi birinde durdu. Koridorun sonunda GİRMEYİN yazan bir kapı aralığı vardı. Kotaro ve çantalarını taşıyan iki kişi, yalnızca bir başka merdiven katını daha dönmek için ait odukları yermiş gibi incelikle oradan geçince kafası biraz karıştı.

Tama, Kyoko’nun etrafını çevirerek “bence seni zindana gönderiyorlar” diye alay etti.

Kyoko omzunun üstünden ona sırıttı “Yukarı çıkıyoruz aşağı değil seni ahmak.”

Tama başının arkasına bir fiske atarak “kulenin tepesinde boş, soğuk bir oda o zaman” dedi.

Bir başka şık merdiven katına geldiklerinde 'eh en azından formumu koruyacağım,’ diye düşündü sonra başka bir koridoru geçtiler, ama burası güzeldi. Zemin bile mermerden yapılmış gibi duruyordu. Kapılar birbirinden çok uzaktı. Bu koridorda yalnızca üç oda vardı ve kendi kendine, belki Kotaro nerede kalması gerektiğini bile bilmiyordur diye endişelendi.

Читать дальше
Тёмная тема
Сбросить

Интервал:

Закладка:

Сделать

Похожие книги на «Zamanın Kalbi»

Представляем Вашему вниманию похожие книги на «Zamanın Kalbi» списком для выбора. Мы отобрали схожую по названию и смыслу литературу в надежде предоставить читателям больше вариантов отыскать новые, интересные, ещё непрочитанные произведения.


Отзывы о книге «Zamanın Kalbi»

Обсуждение, отзывы о книге «Zamanın Kalbi» и просто собственные мнения читателей. Оставьте ваши комментарии, напишите, что Вы думаете о произведении, его смысле или главных героях. Укажите что конкретно понравилось, а что нет, и почему Вы так считаете.

x