Решад Нури Гюнтекин - Değirmen
Здесь есть возможность читать онлайн «Решад Нури Гюнтекин - Değirmen» весь текст электронной книги совершенно бесплатно (целиком полную версию без сокращений). В некоторых случаях можно слушать аудио, скачать через торрент в формате fb2 и присутствует краткое содержание. Город: a, Год выпуска: 1944, ISBN: 1944, Издательство: unknown, Жанр: Классическая проза, на турецком языке. Описание произведения, (предисловие) а так же отзывы посетителей доступны на портале библиотеки ЛибКат.
- Название:Değirmen
- Автор:
- Издательство:unknown
- Жанр:
- Год:1944
- Город:a
- ISBN:1
- Рейтинг книги:3 / 5. Голосов: 1
-
Избранное:Добавить в избранное
- Отзывы:
-
Ваша оценка:
- 60
- 1
- 2
- 3
- 4
- 5
Değirmen: краткое содержание, описание и аннотация
Предлагаем к чтению аннотацию, описание, краткое содержание или предисловие (зависит от того, что написал сам автор книги «Değirmen»). Если вы не нашли необходимую информацию о книге — напишите в комментариях, мы постараемся отыскать её.
Değirmen — читать онлайн бесплатно полную книгу (весь текст) целиком
Ниже представлен текст книги, разбитый по страницам. Система сохранения места последней прочитанной страницы, позволяет с удобством читать онлайн бесплатно книгу «Değirmen», без необходимости каждый раз заново искать на чём Вы остановились. Поставьте закладку, и сможете в любой момент перейти на страницу, на которой закончили чтение.
Интервал:
Закладка:
— Fakat ben hastaydım, yaralıydım.
— Acayip! Daha mürekkebi kurumıyan telgrafında hiç bir sıhhî arızan olmadığını söyliyen sen değil misin? Yoksa senin yerine durmadan sahte raporlar, telgraflar yazan biri mi var?
Eşref, Halil Hilmi efendinin zavallı kafas: içinde oynayan bu sualli cevaplı dramı fark etmiyor, öteden beriden konuşuyordu. Nihayet saatma bakarak birdenbire yerinden kalktı:
— Ooo.. geç kaldım. Arkadaşları bulayım. Daha nerede yatacağımı bile bilmiyorum. En doğrusu bizim çadırlardan birisini kurdurmaktı ama... Şimdilik bendenize izin..
XVI. Halil Hilmi efendi partisi
Kaymakam resmen hasta farzedüdiğinden doktor Arif bey her sabah onu, yoklamayı bir vazife biliyordu. Sarıpmara yardım heyetinin kuyruğunda bir kaymakam vekili geldiğini öğrenince Doktor o gün buna bir de akşam vizitesi ilâvesine lüzum gördü ve Halil Hilmi Efendiyi bu sefer hakikaten yorgan döşek yatıyor buldu.
Havadis çabucak kasabaya yayılmıştı. Hemen herkes de - Halil Hilmi efendinin kendisi gibi bu işte bir suikast koku- . su - seziyor ve birçokları memnun oluyordu. Fakat kaymakama acıyanlar yahut onun değişmesini kendileri için hayırlı görmi-yenler de az değildi ve doktor Arif bey bunlardan biriydi.
Odaya girer girmez:
— Bu ne kepazelik, ne Allahtan korkmazlık, diye bağırmı-ya başlayınca Halil Hilmi efendi acı acı:
— Şaşılacak ne var kardeş? dedi.. Elbirliğile beni bu hale getirdiniz. Şimdi de hayret ediyorsunuz.
Bu bir hakikî şikâyetten ziyade kendisini anlıyacağından , ve acıyacağından emin olduğu bir ihtiyar arkadaşa bir nevi nazlanma idi. Fakat doktor işi fazla ciddiye aldı:
— Ben mi? O nasıl söz kaymakam bey?
— Bana sadece Halil Hilmi efendi deyin artık. Ben artık kaymakam değilim.
— Allah esirgesin kaymakam bey. Fakat ithamınız çok garip ve çok haksız. Yani bu işte benim ne suçum, günahım var Al lahı severseniz?
— Beni ağır yaralı diye ilân eden siz değil misiniz?
— Ben sizin için ağır yaralı demedim. Fakat desem de ne çıkar?
— Ne çıkacak? Gazetelere yazılır, mutasarrıf beni iş göre-miyecek kadar yaralı bilir, vesaire, vesaire...
— Mutasarrıf it gibi biliyor. Söyletmeyin beni. Hem sorarım size... Yaralı demez de ne diyebilirdim. Evvelâ halinize bakarak hakikaten bir nezfi dahilînden korkmuştum. Fakat sonradan gördüm ki...
ü! ??
— Hatırınız kalmasın, hali tabiînizde değildiniz. Yani açıkçası sarhoştunuz ve sızmıştınız. Sorarım size; etrafıma toplananlara «efendiler, ağalar, merak edilecek bir şey, yok. Kaymakamınız küp gibi sarhoştur» desem daha mı iyi kaçardı?
Kaymakam ellerini sallıyarak:
— Aman yavaş, dedi. Doktor sesini alçalttı:
— Be kardeş, insana ne halt edeceğini şaşırtıyorsunuz. Hülâsa iş böyle. Mamafih sensin, bensin ile vakit ziyan edecek halde değiliz. Şu Leh yahudisi suratlı, çıyan gözlü oğlanı bir ayak evvel kasabadan atlatmak için behemehal bir çare bulmalıyız.
Doktorun söz ve sesindeki enerji Halil Hilmi efendinin de gözlerini parlattı:
— Peki, ne yapabiliriz?
— İşte onu bulup çıkaramıyorum henüz. Tamamile iyi olduğunuza dair bir rapor versem. Öyle ya hükümet doktoru sıfatile ben bunu söyledikten sonra...
Halil Hilmi efendi doktoru kendi tarafında hissetmekten büyük bir kuvvet duyuyordu. İdare hayatında doktor çok e-hemmiyetli şeydi. İki kelimesi dipdiri bir insanı tekaüt ve hacir ettirir, darağacma çıkarır yahut da darağacmdan indirirdi.
— Teşekkür ederim aziz doktorum, çok teşekkür ederim bana gösterdiğiniz kardeşliğe... Fakat zannederim ki, geç kal¬ 69
d:k. Hattâ muhatap olabileceğim bazı suallere karşı sizden bunun aksini ricaya mecbur olacağım. İş bildiğiniz gibi değil, yaman esiyor. Ne çare artık bir zaman akıntıya göre dümen kullanacağız.
— Vallahi bir menfaat için değil, zatıâlinizi severim. Canla, başla çalışacağım.
İki ihtiyar ağlamamak için burunlarını sıkarak biribirlerini öptüler.
Bu, bir nevi ittifaktı ve yarından tezi yok, doktor paçaları sıvıyarak kasabada bir Halilı Hfilmi Efendiciler partisi m-eyd'ana getirecekti. Ahali arasında kaymakamı tutanlar çoktu. İcabında sancak merkezine, vilâyet merkezine, hattâ îstanbula heyetler gönderilerek mutasarrıfın oyununa mâni olunacaktı. Garip bir surette canlanmış olan doktor bu işte yardımlarından fayda umduğu kimselerin listesini yapıyor, hattâ komiteci kabiliyetini inkâr etmediği Ohanesle bile barışmıya ve beraber çalışmıya razı oluyordu.
XVII. Yeni idare
Ertesi günden itibaren hükümet konağında garip bir idare kuruldu.
Halil Hilmi efendi ilk önce tası tarağı toplıyarak henüz tamiri bitmemiş olan evinin bir odasına çekilmeyi düşünmüştü. Çekiç ve keser gürültülerine rağmen orada başı daha dinç o-lacaktı. Fakat burada kalarak Eşrefle aşağıdan güreşmenin de faydaları inkâr edilemezdi. İnsanın işi ve itibarı yolunda olduğu müddetçe izzeti nefis güzel bir şeydi. Fakat zavallı Halil Hilmi efendinin bugünkü haline düştü mü- onun mânası kalmazdı.
Asıl makam odası yine yukarıdaki eski yerinde kurulmuştu. Tavanda artık dökülecek bir şey kalmadığı için sofa emin ve temizdi. Oda eskisinden de daha derli toplu bir hal almıştı. Eşref öğleden sonra kısa bir zaman buraya uğruyor, bir müddet de aşağıda Halil Hilmi efendinin yanında kalıyordu. da- L bu- I iöre, I
Kaymakam bu oğlan hakkında hâlâ hükmünü verememişti: Kendisine bir hürmet göstermesine, her meselede akıl danışmasına ve hele durmadan Sarıpmardan şikâyet ederek radan kurtuluş emrini dört gözle beklediğini söylemesine g zeki ve iyi çocuktu. Fakat arasıra hakikî bir ev sahibi tavrile memurlara sert emirler vermesine ve Halil Hümi efendinin ancak günlerce, haftalarca düşündükten sonra bir karara bağ-iıyabildiği bazı işleri bir çırpıda çıkarmasına göre de yaman bir hergele! Memurlara gelince, onlar şimdilik tam mânasile mavi boncuk oyunu oynuyorlardı.
Halil Hilmi efendi ile yalnız bulundukları müddetçe hakikî âmir onu, tanıdıklarını gösteren tavırlarla kaymakam vekilini hafiften tenkit ediyorlardı. Fakat hainlerin Eşrefle yalnız kaldıkları zaman da yine öyle yaptıklarını gösteren alâmetler Halil • Hilmi efendinin gözünden kaçmıyordu. Bununla beraber o yalnız Hurşidin kaymakam vekiline yakınlık göstermesine dayanamıyor, yalnız onu ortaklı kadınların ortaklarını kıskanmalarına benzer bir titizlikle rakibinden kıskanıyordu.
Eşrefi kuşkullandırmamak için resmî masayı ve koltuğu kaldırtmış, yatağını bir köşeye çekerek, döküntü eşyayı orta. dan kaldırarak kendisine bir misafir vaziyeti vermişti.
Mutsarrıfa yazdığı telgrafa cevap gelmiyeceğine yüzde yüz emindi. Bununla beraber gözleri daima telgrafçıyı bekliyor, geceleri bir kaç kere zil sesile uyanıyor ve başını yastığından kaldırarak telgrafçının tekrar kapıyı çalmasını bekliyordu.
Öteki meseleyi tamamile doktor Arif beye bırakmıştı. Doktor, şimdi bir gizli komite reisi vaziyetinde idi ve bu oyun kendisini eğlendirdiği için âdeta birkaç yaş gençleşmiş görünüyordu. Gözüne kestirdiği kimseleri birer birer arayıp buluyor ve her akşam ortalık kararınca kaymakama rapor yermiye geliyordu.
Halil Hilmi Efendi, doktorun işi şiddetle benimsediğini gör. düğü için «bırak doktor; ne ehemmiyeti: var; üzme o kadar tatlı canını; değmez; iş olacağına varır» gibi filozofça lâkırdılarla kendini ağıra çeker görünüyor; yalnız Arif Beyi bezgin yahu' yanlış yola sapmış gördüğü zaman harekete geliyordu...
Читать дальшеИнтервал:
Закладка:
Похожие книги на «Değirmen»
Представляем Вашему вниманию похожие книги на «Değirmen» списком для выбора. Мы отобрали схожую по названию и смыслу литературу в надежде предоставить читателям больше вариантов отыскать новые, интересные, ещё непрочитанные произведения.
Обсуждение, отзывы о книге «Değirmen» и просто собственные мнения читателей. Оставьте ваши комментарии, напишите, что Вы думаете о произведении, его смысле или главных героях. Укажите что конкретно понравилось, а что нет, и почему Вы так считаете.