Jack Mars - Her Yol Mübah

Здесь есть возможность читать онлайн «Jack Mars - Her Yol Mübah» — ознакомительный отрывок электронной книги совершенно бесплатно, а после прочтения отрывка купить полную версию. В некоторых случаях можно слушать аудио, скачать через торрент в формате fb2 и присутствует краткое содержание. ISBN: , Жанр: Триллер, Детектив, foreign_detective, на турецком языке. Описание произведения, (предисловие) а так же отзывы посетителей доступны на портале библиотеки ЛибКат.

Her Yol Mübah: краткое содержание, описание и аннотация

Предлагаем к чтению аннотацию, описание, краткое содержание или предисловие (зависит от того, что написал сам автор книги «Her Yol Mübah»). Если вы не нашли необходимую информацию о книге — напишите в комментариях, мы постараемся отыскать её.

Bir grup cihatçı gece yarısı New York'taki düşük güvenlikli bir hastaneden nükleer atık çalar ve polis zamana karşı delicesine bir yarış içerisinde FBI'ı arar. Yardım isteyebilecekleri tek kişi, elit ve gizli bir departmanın başında olan Luke Stone'dur. Luke, teröristlerin amacının kirli bomba imal etmek olduğunu, yüksek değeri olan bir hedef belirlediklerini ve 48 saat içerisinde eylemi gerçekleştireceklerini fark eder. Hükümetin konuda en tecrübeli ve bilgili birimi ile şu ana kadar karşılaşılan en gelişmiş teröristler arasında bir kedi fare oyunu başlar. Ajan Stone araştırdıkça çok daha derin bir komplo ile karşı karşıya olduğunu ve hedefin hayal edebileceğinden daha önemli olduğunu fark eder – Amerika Birleşik Devletleri Başkanı kadar daha önemli. İşler, Luke’un tezgaha düşürülmüş ve takımının büyük bir tehdit ile karşı karşıya kalmış ve ailesinin de tehlikede olmasından daha kötüye gidemezdi. Eski bir komando olarak Luke, daha önce de böyle durumların içinde bulunmuştu ve teröristleri durdurana kadar bu işin peşini bırakmayacak, bu uğurda her şeyi kullanacaktı. Olaylar, engeller ve komplolar denizi içinde, sürpriz üzerine sürpriz ile karşılaşan bir kişi ve doruk noktasında, onun bile başa çıkamayacağı bir şekle bürünüyor. Kalp atışlarınızı hızlandıracak bir politik gerilim, dramatik uluslararası çerçeve ve sürekli bir şüphe ile, GÜÇ UĞRUNDA veya HER ŞEY PAHASINA bomba gibi, sabaha kadar sayfalarını çevirmek isteyeceğiniz bir serinin başlangıcını işaret ediyor. Luke Stone serisindeki 2 Numaralı Kitap yakında sizlerle olacak.

Her Yol Mübah — читать онлайн ознакомительный отрывок

Ниже представлен текст книги, разбитый по страницам. Система сохранения места последней прочитанной страницы, позволяет с удобством читать онлайн бесплатно книгу «Her Yol Mübah», без необходимости каждый раз заново искать на чём Вы остановились. Поставьте закладку, и сможете в любой момент перейти на страницу, на которой закончили чтение.

Тёмная тема
Сбросить

Интервал:

Закладка:

Сделать

“Hazır mısın?”

Ed hareketsizdi, binaya bakıyordu.

“Bunu yapmak için doğdum ben.”

*

“Size yardımcı olabilir miyim? dedi adam, onlar kapıdan girerken.

Parlak bir avize, binanın girişindeki tavandan sarkıyordu. Sağa doğru birkaç kanepe ve tasarımcı elinden çıktığı belli olan bir çift sandalye vardı. Sol duvarda ise uzunca bir kontuarın arkasında başka bir görevli bekliyordu. Bu adamın önünde bir telefon, bir sürü bilgisayar ekranı vardı. Haberlerin açık olduğu bir televizyon setine de sahipti.

Adam yaklaşık kırk beş yaşında gözüküyordu. Gözleri kırmızımsı ve damarlıydı ama kan toplanmış gibi değildi. Saçı arkaya yatırılmıştı. Duştan yeni çıkmış gibi gözüküyordu. Luke’un tahminine göre adam o kadar uzun süredir burada çalışıyordu ki bütün gece içse bile gelip işini gözleri kapalı yapabilirdi. Muhtemelen bu binaya girip çıkmış herkesin görüntüsünü tanıyor, biliyordu. Ve muhtemelen Luke ve Ed’in buraya ait olmadığının farkındaydı.

“Ali Nassar” dedi Luke.

Adam telefonun ahizesini kaldırdı. “Nassar Bey. Teras süiti. Kim geldi diyelim?”

Ed, hiçbir şey söylemeden tezgahın üzerinden telefonun alıcısına doğru uzandı ve aletin üstündeki tuşa basmak suretiyle adamın konuşmasını kesti. Ed büyük biriydi ve aslan gibi güçlü bir adamdı ama bir ceylan gibi akışkan ve zarif hareket ederdi.

“Kimsenin geldiğini söyleyemezsin.” dedi Luke. Kapı görevlisine rozetini gösterdi. Ed de aynısını yaptı. “Federal ajan. Nassar Bey’e birkaç soru sormamız gerekiyor.”

“Korkarım şu an bu mümkün değil. Nassar Bey sabahları saat sekizden önce kimseyi kabul etmez.”

“O zaman ahizeyi neden kaldırdın.” dedi Newsam.

Luke, Ed’e baktı. Bu hızlı bir cevaptı. Ed, okullardaki münazara ekiplerinde yer almış birine benzemiyordu, ama gayet iyi bir cevaptı.

“Haberleri izledin mi?” dedi Luke. “Radyoaktif atıkların kayıp olduğundan haberdar mısın? Nassar Bey’in bu konuda bilgisi olduğuna inanıyoruz.”

Adam karşıya doğru bakakaldı. Luke gülümsedi. Nassar’ın kuyusunu zehirlemişti. Bu adam bir iletişim ağının merkezi gibiydi. Yarına kadar binadaki herkes hükümetin Nassar Bey’e terör eylemiyle soru sormak için geldiğini bilecekti.

“Üzgünüm efendim.” diye başladı adam.

“Üzgün olmana gerek yok.” dedi Luke. “Bütün yapman gereken teras katına ulaşımımızı sağlamak. Eğer yapmazsan seni adaletin yerini bulmasına engel olmaktan tutuklayacağım ve buradan elinde kelepçelerle bizzat çıkaracağım. Bunu istemediğine eminim ve ben de bunu yapmak istemiyorum. Yani bize o kodu veya şifreyi veya her neyse vermeli ve işine devam etmelisin. Ve bilmelisin ki biz içindeyken asansörle oynarsan seni sadece adaletin yerini bulmasına engel olmaktan tutuklamakla kalmam, aynı zamanda dört kişinin ölümüne ve radyoaktif maddelerin çalınmasına yardım ve yataklık etmekten de yargılanmanı sağlarım. Sen on iki ay boyunca Rakers Island hapishanesinde yargılanmayı beklerken çürürsün, yargıçsa kefalet bedelini on milyon dolar olarak belirler. Bu sana çekici geliyor mu…” Luke adamın göğsünde asılı isimliğe baktı.

“John?”

*

“O adamı gerçekten tutuklayacak mıydın?” dedi Ed.

Binanın güneybatı köşesinde, cam bir tüpün içinde hareket eden camlı bir asansördü. Asansör yükseldikçe şehrin görüntüsü önce nefes kesici olmaya başlamıştı, ardından da baş döndürücü. Çok geçmeden, görüş alanı genişlemişti, Empire State Binası tam karşılarında, Birleşmiş Milletler binası ise sollarındaydı. Uzaklardan, LaGuardia Havalimanına yaklaşan uçakların sabah güneşinde parıltısı geliyordu.

Luke gülümsedi. “Ne için tutuklayacaktım?”

Ed kıkırdadı. Asansör yukarı çıktıkça çıkıyordu.

“Yoruldum. Don beni aradığında yatağıma girmek üzereydim.”

“Biliyorum.” dedi Luke. “Ben de.”

Ed kafasını salladı. “Bu sabahladığımız işleri epeydir yapmıyordum ve özlemiyorum.”

Asansör en üst kata ulaştı. Asansörün kata geldiğini belirten sıcak bir ton ses duyuldu, kapılar kayarak açıldı.

Koridora adım attılar. Yerler cilalanmış taşla kaplıydı. Tam karşılarında, on metre ileride, iki adam duruyordu. Takım elbiseler içerisinde, iri adamlar, koyu tenli, belki İranlılardı. Bir çift kanatlı kapıyı koruyorlardı. Luke pek umursamadı.

“Sanırım bizim kapıcı önceden haber verdi.”

Koridordaki adamlardan biri elini kaldırdı ve salladı. “Hayır. Geri gitmelisiniz. Buraya giremezsiniz.”

“Federal ajanlarız.” dedi Luke. O ve Ed adamlara doğru yürüyorlardı.

“Hayır! Buna yetkiniz yok. Girişinize izin veremeyiz.”

“Sanıyorum ki rozetimi göstermeye uğraşmama gerek yok.” dedi Luke.

“Evet,” dedi Ed. “Gereksiz.”

“İşaretimle, tamam?”

“Tabii.”

Luke birazcık bekledi.

“Tamam”

Adamların 2 metre uzağındalardı. Luke kendi hedefine doğru adım attı ve ilk yumruğu salladı. Yumruğunun ne kadar yavaş göründüğüne inanamadı. Adam ondan 25cm uzundu. Büyük bir kuşun kanat açıklığına sahipti. Adam bu yumruğu kolayca engelledi, Luke’un bileğini tutmuştu. Güçlüydü. Luke’u kendine çekti.

Luke adamın kasıklarına diz atmak için bacağını savurdu ama adam bacağıyla engellemişti bunu da. Adam devasa eliyle Luke’un gırtlağını sıktı. Bir kartalın avının etine saplanan pençeleri gibi.

Luke, serbest kalan elini adamın gözlerine savurdu. Orta ve işaret parmaklarıyla adamın gözlerini hedeflemişti. Tam isabet değildi ama işe yaramıştı. Adam Luke’u bıraktı ve geriye doğru bir adım attı. Gözleri sulanmıştı. Gözlerini kırpıştırdı ve başını salladı. Gülümsedi.

Kavga çıkıyordu.

Newsam oradaydı, ani ve bir hayalet gibi. Adamın kafasını iki eliyle tuttuğu gibi, duvara sertçe vurdu. Şiddet, içten ve yoğundu. Bazı insanlar rakibinin kafasını duvara vururdu. Ed Newsam sanki adamın kafasıyla duvarı kırmaya çalışıyordu.

Bam!

Adamın suratı ürkmüş gibi gözüküyordu.

Bam!

Çenesi gevşemişti.

Bam!

Gözleri kaydı.

Luke elini kaldırdı. “Ed! Tamam. Sanırım onu hakladın. O tamamdır. Yavaşça yere bırak adamı. Yerler mermer gibi görünüyor.”

Luke diğer muhafıza baktı. Adam, gözleri kapalı, ağzı açık, kafası duvara yaslanmış şekilde çoktan yere yayılmış oturuyordu. Ed çoktan ikisiyle de ilgilenmişti. Luke adamı morartamamıştı bile.

Luke cebinden birkaç tane plastik kelepçe çıkardı ve adamın yanına diz çöktü. Adamı bileklerinden bağladı. Sıkı bir şekilde bağlıyordu, kurbanlık hayvanı bağlar gibi. Eninde sonunda biri gelip bu adamları çözecekti. Bunu yaptıklarında adam muhtemelen bir saat daha ayaklarını hissedemeyecekti.

Ed de kendi payına düşen adama aynısını yapıyordu.

“Biraz paslanmışsın Luke.” dedi.

“Ben? Yok canım. Dövüşmem beklenmiyor ki benim. Beni kafam için işe aldılar.” Adamın eliyle sıktığı yeri hala hissedebiliyordu. Ertesi güne ağrıyacaktı.

Ed kafasını salladı. “Delta Force’taydım, senin gibi. Nuristan’daki Stanley Combat Outpost operasyonundan iki sene sonra geldim. İnsanlar hala ondan bahsediyor. Sizi nasıl oraya attıklarını ve çiğnenip geçildiğinizi. Sabaha, savaşan sadece üç kişi kalmış. Sen de onlardan biriydin. Öyle değil mi?”

Luke homurdandı. “Böyle bir şeyin varlığından…”

“Bana da mı Luke?” dedi Ed. “Gizli ya da değil, hikayeyi biliyorum.”

Читать дальше
Тёмная тема
Сбросить

Интервал:

Закладка:

Сделать

Похожие книги на «Her Yol Mübah»

Представляем Вашему вниманию похожие книги на «Her Yol Mübah» списком для выбора. Мы отобрали схожую по названию и смыслу литературу в надежде предоставить читателям больше вариантов отыскать новые, интересные, ещё непрочитанные произведения.


Отзывы о книге «Her Yol Mübah»

Обсуждение, отзывы о книге «Her Yol Mübah» и просто собственные мнения читателей. Оставьте ваши комментарии, напишите, что Вы думаете о произведении, его смысле или главных героях. Укажите что конкретно понравилось, а что нет, и почему Вы так считаете.

x