• Пожаловаться

Morgan Rice: Onurun Bedeli

Здесь есть возможность читать онлайн «Morgan Rice: Onurun Bedeli» — ознакомительный отрывок электронной книги совершенно бесплатно, а после прочтения отрывка купить полную версию. В некоторых случаях присутствует краткое содержание. ISBN: 9781632913968, категория: foreign_fantasy / Героическая фантастика / fantasy_fight / на турецком языке. Описание произведения, (предисловие) а так же отзывы посетителей доступны на портале. Библиотека «Либ Кат» — LibCat.ru создана для любителей полистать хорошую книжку и предлагает широкий выбор жанров:

любовные романы фантастика и фэнтези приключения детективы и триллеры эротика документальные научные юмористические анекдоты о бизнесе проза детские сказки о религиии новинки православные старинные про компьютеры программирование на английском домоводство поэзия

Выбрав категорию по душе Вы сможете найти действительно стоящие книги и насладиться погружением в мир воображения, прочувствовать переживания героев или узнать для себя что-то новое, совершить внутреннее открытие. Подробная информация для ознакомления по текущему запросу представлена ниже:

Morgan Rice Onurun Bedeli

Onurun Bedeli: краткое содержание, описание и аннотация

Предлагаем к чтению аннотацию, описание, краткое содержание или предисловие (зависит от того, что написал сам автор книги «Onurun Bedeli»). Если вы не нашли необходимую информацию о книге — напишите в комментариях, мы постараемся отыскать её.

Morgan Rice’ın önceki romanlarının hayranları ve Christopher Paolini’nin The Inheritance Cycle dizisi gibi işlerin hayranlarını memnun edecek macera dolu bir fantezi… Genç Yetişkin Edebiyatının hayranları Rice’ın bu son kitabını çok sevecek ve daha fazlası için yalvaracaktır. The Wanderer, A Literary Journal (Ejderhaların Yükselişi ile ilgili olarak) 1 Numaralı Çok Satan dizi! ONURUN BEDELİ Morgan Rice’ın çok satan destansı KRALLAR VE BÜYÜCÜLER (EJDERHALARIN YÜKSELİŞİ ile başlayan, ücretsiz indirilebilir) dizisinin 3. kitabı! ONURUN BEDELİ’nde Kyra nihayet gizemli dayısıyla tanışıyor ve onun beklediği adam olmadığını öğrenerek şoke oluyor. Onun dayanıklılığını zorlayan bir dizi eğitime atılıyor ve gücünün sınırlarıyla karşılaştığında hüsrana uğruyor. Ejderhasını çağıramayan, içinin derinliklerini araştıramayan ve babasının savaşına yardım etmek için acele eden Kyra, her zaman olacağını düşündüğü savaşçı olup olamayacağından şüphe etmeye başlıyor. Ormanın derinliklerinde, kendisinden çok daha güçlü, gizemli bir oğlanla karşılaştığında, kendi geleceğinde onu gerçekten nelerin beklediğini merak etmeye başlıyor. Duncan Kos’un tepelerinden yeni ordusuyla aşağı inmek zorunda, sayıca çok geride olsa da başkente doğru riskli bir işgale girişiyor. Eğer kazanırsa, o kadim duvarların ardında, eski kral ve her biri kendi gündemleri olan ve hepsi de kucaklarken bir anda ihanet edebilecek soylular ve aristokratların kendisini bekliyor olacağını bilmektedir. Escalon’u birleştirmek, belki de gerçekten onu özgürleştirmekten daha zor olacaktır. Ur’da bulunan Alec, yaklaşan Pandesia istilasına karşı şehri savunma şansları olabilecekse, direnişe yardım etmek için eşsiz yeteneklerini demirci ocağında sergilemek zorundadır. Tanıdığı en güçlü kız olan Dierdre ile karşılaştığında ona hayran kalacaktır. Pandesia’ya karşı direniş gösterme fırsatı eline geçen Dierdre düşmanla cesurca yüzleşirken, bu kez babasının ve adamlarının arkasında olup olmayacağını merak etmektedir. Merk nihayet kuleye girer ve keşfettikleri donakalmasına sebep olur. Kulenin garip kanun ve kurallarına alışmaya çalışırken, diğer Gözcülerle tanışır, bunlar hayatında tanıdığı en zorlu savaşçılardır ve Merk bu kulede saygı kazanmanın hiç de kolay olmadığını öğrenir. Yaklaşan istilaya karşı herkesin kuleyi hazırlaması gerekmektedir; fakat gizli geçitler içlerinde gezinen ihanetten onları koruyamayabilecektir. Vesuvius Trol ırkına kırılgan durumdaki Escalon’da önderlik edip, ülkeyi yakıp yıkarken, oğlunun başına gelenler yüzünden öfkeden deliren Theos da ülkeyi yakıp yıkmakla meşguldür ve tüm Escalon alev alana kadar durmayacaktır. Güçlü atmosferi ve komplike karakterleriyle ONURUN BEDELİ, şövalyeler ve savaşçılar, krallar ve lortlar, onur ve mertlik, büyü, kader, canavarlar ve ejderhaların sürükleyici bir efsanesi. Bu bir aşk ve kırık kalpler, aldatma, ihtiras ve ihanet hikâyesi. Bizi, sonsuza kadar bizimle yaşayacak bir dünyaya davet eden, her yaştan ve her cinsiyetten okuyucuları tatmin edebilecek, üst kalite bir fantezi. KRALLAR VE BÜYÜCÜLER dizisinin 4. kitabı yakında yayınlanacak. Felsefe Yüzüğü dizisinden sonra yaşamak için bir neden kalmadığını düşünüyorsanız yanılıyorsunuz. Morgan Rice bir başka harika fantezi dizisinin sözünü veriyor ve bizi troller, ejderhalar, yiğitlik, onur, cesaret, sihir ve kaderimize inancın bir fantezisine daldırıyor. Morgan bir kez daha her sayfada onlar için tezahürat yapmamızı sağlayan güçlü bir karakter seti oluşturmayı başarmış… İyi yazılmış fantastik edebiyat seven herkesin kütüphanesinde bulunmasını tavsiye ederiz. Books and Movie Reviews, Roberto Mattos (Ejderhaların Yükselişi ile ilgili olarak) [Roman] daha başlangıcından başarılı… Üstün bir fantezi… Olması gerektiği gibi, bir protagonist ile başlıyor ve düzgün bir şekilde şövalyeler, ejderhalar, sihir ve canavarlar ve kaderin geniş çemberine doğru ilerliyor… Üst düzey bir fantezi edebiyatın tüm yakalayıcı unsurları bu kitapta mevcut, askerler ve savaşlardan kendiyle yüzleşmeye kadar… Güçlü, inanılır genç bir protagonist ile ilerleyen destansı fantezi edebiyat sevenler için tavsiye edilecek bir kitap. Midwest Book Review, D. Donovan, eKitap Eleştirmeni (Ejderhaların Yükselişi ile ilgili olarak) Sürükleyici hikâyesi olan bir roman ve bir hafta sonunda okunabilir… İyi bir şeyler vaat eden bir diziye iyi bir başlangıç. San Francisco Book Review (Ejderhaların Yükselişi ile ilgili olarak)

Morgan Rice: другие книги автора


Кто написал Onurun Bedeli? Узнайте фамилию, как зовут автора книги и список всех его произведений по сериям.

Onurun Bedeli — читать онлайн ознакомительный отрывок

Ниже представлен текст книги, разбитый по страницам. Система сохранения места последней прочитанной страницы, позволяет с удобством читать онлайн бесплатно книгу «Onurun Bedeli», без необходимости каждый раз заново искать на чём Вы остановились. Поставьте закладку, и сможете в любой момент перейти на страницу, на которой закончили чтение.

Тёмная тема

Шрифт:

Сбросить

Интервал:

Закладка:

Сделать

“Kyle’ı hafife alma” dedi Vicor, Kyle penceresine dönerken ona bakarak. “Aramızdaki en güçlü odur ve buradaki tek gerçek Gözcü odur. Onu bizi koruması için gönderdiler.”

Merk buna inanmakta zorlanıyordu.

Merk yerine ulaştı ve uzun pencerenin önünde oturup dışarı baktı. Oturması için taş bir çıkıntı vardı ve öne eğilip camdan dışarı baktığında aşağıda, yeryüzünün geniş bir kısmını görebiliyordu. Kıraç Ur yarımadasını, uzaktaki ormanın ağaçlarının tepelerini ve onun da ötesinde okyanusu ve gökyüzünü görü. Oradan tüm Escalon’u görebilirmiş gibi geldi.

“Hepsi bu mu?” diye sordu Merk şaşkın bir şekilde. “Sadece burada oturup izleyecek miyim?”

Vicor sırıttı.

“Görevlerin henüz başlamadı bile.”

Merk hayal kırıklığına uğramış bir şekilde kaşlarını çattı.

“Tüm yolu bir kulede oturmak için gelmedim” dedi Merk, diğerlerine dönerek. “Buradan nasıl savunabilirim ki? Aşağıda devriye gezemez miyim?”

Vicor yeniden sırıttı.

“Burada, aşağıda görebileceğinden çok daha fazlasını görebilirsin” dedi.

“Ve eğer bir şey görürsem?” diye sordu Merk.

“Çanı çal” dedi Vicor.

Başıyla işaret etti ve Merk pencerenin kenarına iliştirilmiş çanı gördü.

“Yüzyıllar boyunca kulemize çok kez saldırdılar” diye devam etti Vicor. “Hepsi de başarısız oldu; bizim sayemizde. Biz Gözcüleriz, savunmanın son hattı. Tüm Escalon’un bize ihtiyacı var ve bir kuleyi savunmanın birçok farklı yolu vardır.”

Vicor giderken Merk onu izledi ve sonra sessizce yerine oturdu. Kendini nasıl bir şeyin içine attığını merak ediyordu.

BÖLÜM ALTI

Duncan adamlarını, ayın aydınlattığı gecede, Escalon’un karlı vadilerinden dörtnala götürüyordu. Ufukta bir yerlerdeki Andros’a doğru hareket ettiklerinden beri saatler saatleri kovalıyordu. Gece vakti eski anıları, geçmiş savaşları, Andros’taki zamanlarını, eski krala hizmet ettiği günleri hatırlattı ve kendini düşünceler içinde kaybolurken buldu. Hatıralar bugünle ve bugün de gelecekle ilgili hayallerle karışıyordu, artık neyin gerçek olduğunu ayırt edemeyecek hale gelmişti. Normal olarak düşünceleri kızına yöneldi.

Kyra. Neredesin? Diye düşündü.

Duncan kızının güvende olması, eğitiminde ilerliyor olması ve kısa süre içinde tekrar bir araya gelebilmeleri için dua etti. Acaba tekrar Theos’u çağırabilecek miydi? Eğer çağıramazsa, kızının başlatmış olduğu bu savaşı kazanıp kazanamayacaklarını bilmiyordu.

Atların, zırhların kesintisiz sesi geceyi dolduruyordu. Duncan soğuğu neredeyse hissetmiyordu, yüreği, kazanmış oldukları zafer, hareketlerinin hızı, arkasındaki genişleyen ordusu ve beklentileri nedeniyle sıcaktı. Onca yıldan sonra nihayet akıntının kendi lehine dönmekte olduğunu hissediyordu. Andros’un, yerleşik, profesyonel bir ordu tarafından çok sıkı şekilde korunuyor olacağını, sayıca çok az kalabileceklerini, başkentin güçlendirilmiş bir savunmaya sahip olabileceğini ve bir kuşatma oluşturabilecek insan gücüne sahip olamayabileceğini biliyordu. Hayatının savaşının, Escalon’un kaderini belirleyecek olan savaşın kendisini beklediğini biliyordu. Fakat bütün bunlar onurun bedeliydi.

Duncan aynı zamanda yanındaki tüm adamların bir sebebinin, bir arzusunun, bir amacının olduğunu ve en önemlisi de hız ve sürpriz faktörünün de kendi taraflarında olduğunu biliyordu. Pandesialılar başkente bir saldırı yapılmasını beklemiyor olacaktı, hele esaret altındaki insanlardan ve hele de gece vakti…

Sonunda, şafağın ilk ışıkları belirmeye başladığında, gökyüzünde hala mavimsi bir sis varken, Duncan uzakta, başkentin tanıdık siluetinin belirmeye başladığını fark etti. Bu, hayatında bir daha görebileceğini düşünmediği bir manzaraydı ve kalbinin daha hızlı atmasına neden olan bir manzara… Burada yaşadığı yıllara, krala ve ülkeye sadakatle hizmet ettiği yıllara ait anılar sökün etti. Escalon’un en kudretli zamanlarını hatırladı, gururlu, özgür bir ulus, yenilemezmiş gibi görünen bir ülke…

Fakat aynı zamanda acı anılar da geri gelmişti: zayıf kralın halkına ihaneti, başkenti ve Escalon’u teslim edişi… Kendisinin ve tüm o muhteşem komutanların dağılışlarını, utanç içinde yaşamaya mahkûm edilişlerini, her birinin, Escalon’da kendi kalelerine sürülüşlerini hatırladı. Şehrin muhteşem siluetini görmek onda aynı anda hem özlem hem nostalji, hem korku hem de umut duygularını aynı anda yaşamasına sebep olmuştu. Bu siluet tüm hayatını şekillendiren, Escalon’un en harika şehrinin siluetiydi. Yüzyıllarca krallar tarafından yönetilmiş şehir öylesine büyüktü ki nerede son bulduğunu anlamak neredeyse imkânsızdı. Duncan derin bir nefes aldı ve tanıdık siperler, çatılar ve kubbeler gördü, hepsi de ruhunun derinliklerinde yer etmişti. Bazı açılardan bu eve dönüş gibiydi; tek farkla, Duncan o eski yenik, sadık komutan değildi. Artık çok daha güçlüydü, kimseye hesap vermeyi istemiyordu ve artık elinin altında bir ordu vardı.

Söken şafakta şehir hala, gece nöbetinin kalıntıları olan meşalelerle aydınlanıyordu, şehir sabah sisinde uzun geceyi henüz yeni üzerinden atmaya başlamıştı ve Duncan yaklaştıkça, kalbini sıkıştıran bir başka görüntü daha seçilir hale geldi: Pandesia’nın mavi ve sarı bayrakları Andros’un mazgallı siperleri üzerinde gururla dalgalanıyordu. Manzara Duncan’ın midesini bulandırdı ve ona yepyeni bir kararlılık verdi.

Duncan kapıları taradı ve kapıların yalnızca çekirdek bir birlikle korunduğunu görünce içinde bir rahatlama oldu. Rahat bir nefes aldı. Eğer Pandesia onların geldiğini biliyor olsaydı kapıda binlerce asker bekliyor olurdu ve Duncan ve adamlarının hiçbir şansı olmazdı. Fakat görünüşe göre haberleri yoktu. Burada yerleşik binlerce Pandesia askeri hala uyuyor olmalıydı. Neyse ki Duncan ve adamları bir şans elde edebilecek kadar hızlı hareket etmişlerdi.

Duncan, bu sürpriz faktörünün, tek şansları, onlara, bir orduya karşı koyması için tasarlanmış mazgallı siperlere sahip bu devasa başkenti almalarını sağlayabilecek tek şey olabileceğini biliyordu. Bu ve şehrin savunmasının zayıf noktaları hakkında Duncan’ın sahip olduğu bilgi… Bazı savaşların çok daha azıyla kazanıldığını biliyordu. Duncan şehrin girişini inceledi. Zafer için bir şansları olacaksa önce nereye saldırmaları gerektiğini biliyordu.

“Kapıların kontrolü kimin elinde olursa şehrin kontrolü de onda olur!” diye seslendi Duncan Kavos’a ve diğer komutanlarına. “Kapıların kapanmaması lazım; kapatmamaların sağlamamız gerekiyor, neye mal olursa olsun! Eğer kapılar kapanırsa sonsuza kadar dışarıda kalırız. Yanıma küçük bir birlik alıp son sürat kapılara saldıracağım. Siz,” dedi Kavos, Bramthos ve Seavig’e işaret ederek, “adamlarımızın geri kalanını garnizona yönlendirin ve askerler yaklaşırken kanadımızı koruyun.”

Kavos başını salladı.

“O kapılara küçük bir birlikle saldırmak pervasızca” diye seslendi. “Etrafın sarılacaktır ve eğer ben garnizonla savaşacaksam senin arkanı kollayamam. Bu bir intihar.”

Duncan gülümsedi.

“Ve ben de tam olarak bu yüzden bu görevi bizzat üstleniyorum.”

Duncan atını mahmuzladı ve diğerlerinin önüne çıkıp kapılara doğru yöneldi. Ardından, Anvin, Arthfael ve birkaç düzine yakın komutanı, Andros’u kendisi kadar iyi bilen, hayatı boyunca onunla birlikte çarpışmış adamlar da, tam da Duncan’ın tahmin ettiği şekilde, onun peşinden atlarını sürmeye başladı. Onlar dörtnala şehir kapılarına doğru giderken Duncan göz ucuyla, Kavos, Bramthos, Seavig ve ordularının büyük kısmının Pandesia garnizonlarına doğru yöneldiğini gördü.

Читать дальше
Тёмная тема

Шрифт:

Сбросить

Интервал:

Закладка:

Сделать

Похожие книги на «Onurun Bedeli»

Представляем Вашему вниманию похожие книги на «Onurun Bedeli» списком для выбора. Мы отобрали схожую по названию и смыслу литературу в надежде предоставить читателям больше вариантов отыскать новые, интересные, ещё не прочитанные произведения.


Отзывы о книге «Onurun Bedeli»

Обсуждение, отзывы о книге «Onurun Bedeli» и просто собственные мнения читателей. Оставьте ваши комментарии, напишите, что Вы думаете о произведении, его смысле или главных героях. Укажите что конкретно понравилось, а что нет, и почему Вы так считаете.